29 Haziran 2012 Cuma

Işık Kullanımı


Fotoğraf sözcüğü, eski Yunanca ve Latince’de aynı kökten gelen Photos (Işık) ve Grafis (Yazı) sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur. “IŞIKLA YAZI YAZMAK” anlamına gelir. Fotoğrafın temel malzemesi ışık’tır. Fotoğrafçı nitelikli fotoğraf elde etmek için ışığı çok iyi tanımalıdır. Nitelikli fotoğrafçı hem teknik bilgiye hem de estetik ve ekinsel (kültürel) değerlere sahip olmalıdır.  
 IŞIK NEDİR?
•         Işık, doğadaki elektromanyetik dalga biçimlerinden biridir.
•         Radyo, radar dalgaları, kızılötesi ışınları gibi.
•         Işığın farklı ortamlardaki davranışlarını inceleyen fiziğin bölümüne optik denir.
•         Işık kaynağından çıktıktan sonra bütün yönlere dağılır ve dalgalar şeklinde ilerler
Herhangi bir objenin görülebilmesi için ya kendisinin bir ışık kaynağı olması ya da üzerine düşen herhangi bir ışığı yansıtması gerekir . Işık kaynağı olmayan cisimler özelliklerine göre kendi üzerlerine düşen ışınların bir kısmını az veya çok yansıtırlar .

Işık Kaynakları:
Hangi ortamda olursa olsun, gece ve gündüz kendiliğinden ışık yayarak görülebilen cisimlere ışık kaynağı denir. Işık kaynakları, yapılarına göre, sıcak (akkor) ışık kaynakları ve soğuk (akkor olmayan) ışık kaynakları olmak üzere ikiye ayrılır. Üzerine düşen ışığı geçirip geçirmemelerine göre, maddeler üç kısımda incelenir. Üzerlerine düşen ışığı tamamıyla geçirebilen, cam, su ve hava gibi maddelere saydam maddeler denir. Üzerlerine düşen ışığın bir kısmını geçiren maddelere yarı saydam maddeler hiç geçirmeyenlere ise saydam olmayan maddeler denir.
 Işığın Kanunları
 1- Yansıma kanunu: Farklı iki ortamın ayrılma yüzeyine gelen bir ışığın diğer ortama geçemeyerek geri dönmesine yansıma denir.
¬     Doğal yada Yapay her türlü Işık düz bir çizgi şeklinde ilerler. Işık kaynağı olmayan cisimlerin üzerine düşen ışık, yansıyıp gözümüze ulaşarak cismin görünmesini sağlar.
¬     Işık kaynağını göremediğimiz halde, ışığı yansıtan cismi görürüz.
 Ayrılma yüzeyine gelen ışığın bir kısmının yansımasına kısmi yansıma, tümünün  yansımasına tam yansıma denir.
 Işık pürüzlü yüzeylerde dağınık, pürüzsüz yüzeylerde düzgün yansır.
 2- Yayılma kanunu: Farklı yüzeylerde kırılan ışık farklı yerlere doğru yayılır.Genellikle düz olmayan yüzeyler ışığı her yöne yayındıracaktır. Buna en iyi örnek bulutlu bir gökyüzü.
Bir isik demeti kaynagindan ( A ) uzaklastikça yayilir ve parlakligini yitirir. Örnegin AC uzakligi AB uzakliginin iki katiysa, isigin C 'de kapladigi alan B 'dekinin dört katina yükselirken parlakligi ancak dörtte biri kadar olacaktir.
 3- Kırılma kanunu: Bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışık demetinin bir kısmı bu iki ortamı ayıran yüzey üzerinde yansırken, ışık demeti doğrultusunu değiştirerek diğer ortama geçer.Farklı yoğunluktaki ortamlarda, bir ortamdan diğerine geçen ışık kırılır. Mesela cam yada su gibi yoğunluğu çok olan bir maddeden geçerken kırılma yapar.
     

4- Polarlanma kanunu (kutuplaşma) : Işık normalde her yönde titreşerek ilerler. Bu titreşimler süresince sadece belli açıdaki titreşimlerin bırakılıp, diğerlerinin söndürüldüğü ışığa polorize edilmiş ışık denir. Eğer ışığın önüne, bir yansıma sağlayan belli bir açıda düzgün bir yüzey çıkarsa, buradan ışık dalgaları sadece bir açıda yansır ve böylece polarize ışık oluşur. Polarize terimi "kutuplaşma" anlamına gelir
Doğada polarize ışık oluşumunu sağlayan en sık görülen durumlardan biri durgun su yüzeylerinden yansımadır. Durgun su yüzeylerinden belli bir açıda yansıyan ışık yukarıda anlatıldığı gibi polarize olur. Benzer biçimde gökyüzünden veya camlardan belli bir açıda yansıyan ışık da polarize biçimdedir. Aynalardan yansıyan ışığın bir kısmı da polarize olur, bunun nedeni aynadaki yansıtıcı yüzey değil, ışığın camın yüzeyinden yansımasıdır. Parlak metallerde yansıma daha değişik bir biçimde olduğundan ışık polarize olmaz.
 Işığın Kanunları
•         Işık düz çizgiler halinde doğru yolla hareket eder.
•         Işık bir cisme çarptığında, çarptığı cismin özelliğine oranla bir yansıma (reflection) yapar.        
•         Parlak ve düzgün yüzeylerden daha fazla yansır.
•         Saydam cisimlerden ışık geçer.
•         Her saydam nesne bir kırılma indisine sahiptir.Her saydam cisim içinden geçen ışık ışınları bütün saydam cisimlerde aynı oranda kırılmaya uğramazlar.
•         Işığın kırılma oranı kırıldığı maddenin yoğunluğuna bağlıdır.
Işık Ve Gölge 
  • Bir ışık kaynağından çıkan ışığın, bir kısmının, ışığı geçirmeyen bir cisim tarafından engellenmesi sonucu gölge oluşur. Gölge, ışığın doğru yolla yayıldığını gösterir
  • Gölge ve yarı gölge, Işık kaynaklarından yayılan ışınlar, ortamda ilerlerken saydam olmayan cisimler üzerine düşerlerse, cisimleri geçemediklerinden dolayı, cisimlerin arka tarafında karanlık bölgeler oluşur. Meydana gelen bu karanlık bölgeye gölge denir. Kare, küp şeklindeki cisimlerin gölgesi karesel, daire ve küre şeklindeki cisimlerin gölgeleri de dairesel olur. Işık kaynağından çıkan ışınların hiç düşmediği bölgeler tam gölge denir. Bazı bölgelerde hem ışık düşüp hem de gölgelenme görünüyorsa buna yarı gölge denir.

    Gece oynanan maçlarda sporcuların üç dört tane gölgesinin olması yarı gölgeye güzel bir örnektir. Dört gölgenin oluştuğu alana ışık düşmesine rağmen, diğer bölgeler daha aydınlık olduğundan o bölgeler yarı karanlı gözükür.
     

Fotoğraf söz konusu olduğunda , ışığın dört temel özelliği vardır .

•         Bunlar ;
   Parlaklık , Yön , Renk , Kontrastlık.
•         Pratik olarak iki tip ışık vardır ;
   Doğal ışık  ( gün ışığı 5600k)
   Yapay ışık ( lambalar,flaşlar 3200k)

Işık ayrıca üç ana şekilde de incelenebilir . Direk ışık , Yansıyan ışık , Filtrelenmiş ışık


       FİLTRELENMİŞ IŞIK İLE DOĞRUDAN  IŞIK ARASINDAKİ FARK
Zayıf gün ışığı da bir tür difüze edilmiş(filtrelenmiş) ışıktır.

 Aydınlatma yada ışık kullanımında esas olan 2 tür ışıklandırma söz konusudur. Bunlar:
•         Doğal ışıkla aydınlatma
•         Suni ışıkla aydınlatma

Doğal Işık
Doğa da fotograf çekerken ışık tek bir kaynaktan yani güneşten gelir. Flaş, lamba, ateş, ayışığı, reflektör gibi kaynaklar gün ışığının etkisini artırmak için kullanılırlar. Işığın kalitesi; günün saati, konuya geliş yönü, ışığa müdahale veya filmin özelliklerinden dolayı etkilenir.
Bir nesne üzerinden yansıyan ışık, nesnenin özellğine bağlı kalarak düzgün, dağınık, kontraslı,sert , yumuşak, donuk, sıcak, soğuk veya kırmızıdan maviye doğru değişik anlamlar verebilir. Genellikle donuk, mat mavimsi ışık sakin ve durağan bir anlam verir. Koyu ve sıcak ışık daha fazla heyecan ve enerji verir. Göze hoş gelen fotograflar ışığın düzgün dağıldığı ve derinlik hissi vererek kontrast yaratan, çok koyu keskin olmayan gölgelerin yumuşak olduğu fotograflardır.
Doğru ışıktan yaralanmak için ışığı çok iyi okuyabilmeliyiz. Bu da artan tecrübe ile olur. Yani daha çok fotograf çekip, farklı ışıklarda aynı konuyu çekerek fotografı nasıl etkilediğini görerek, daha çok fotograf görerek onların nasıl bir ışıkta çekildiğini inceleyerek ve sorarak öğrenebiliriz. Doğal ışıkla çalışırken ışığın kontrol edilmesi zordur. Ancak ışığın gelişine göre kullanılan yansıtıcılar (reflektörler) aracılığıyla ışığın pozisyonları yönlendirilebilir. Öte yandan stüdyo ortamında ise kullanılan suni ışık kaynaklarından ötürü ışık tamamen fotoğrafçının kontrolü altındadır.
  
 Reflektör aracılığıyla modelin üzerine doğrudan “sert” güneş ışığının gelmesi engellenir
Reflekrörü sert ışığın yansıtılmasını ve ışığın daha fazla alana yayılmasını sağlayan çekim malzemesi olarak tanımlayabilriz.Bir kaç çeşidi bulunur buda ışığın rebgine ve kullanımına göre oluşur. Silver,Gold ve beyaz  olabilir. Yani sarı ışık,beyaz ışık ve difüzer olarak.

Yapay Işık
Yapay ışık kaynakları, katı ve sıvı yakıtlar yakarak ya da elektrik enerjisini ışık enerjisine dönüştürerek yapay ışık sağlarlar. (Lamba,mum,flaş)

Işığın dört fonksiyonu vardır ;
1. Konuyu aydınlatır
2. Hacim ve derinliği sembolize eder
3. Fotoğrafın atmosferini oluşturur
4. Aydınlık ve karanlık yoluyla desenler oluşturur.
1. Parlaklık
•         Parlaklık ışığın yoğunluğunun ölçüsüdür. Yani ışığın şiddetidir.
•         Işık şiddeti, ışık kaynağından yayılan ışığın gücüdür.
•         Bir pozometre yardımı ile ölçülür.
•         Fotoğrafın rengini ve atmosferini belirler.
 •         Yüksek yoğunluklu aydınlatma , konuları daha yüksek kontrastlı ve renklerini daha parlakmış gibi gösterir .
•         Loş ışık ise bunun tersi bir etki yapar . Böylelikle ışığın yoğunluğunu değiştirerek fotoğrafçı ürettiği görüntünün uyandırdığı duyguları ve atmosferi de kontrol eder
Işığın parlaklığını ölçmek için Pozometre adını verdiğimiz ışık ölçerler kullanırız. Pozometre; fotoğrafı çekilecek bir cisim üzerine düşen ya da ondan yansıyan ışık miktarını ölçmek amacıyla kullanılan elektronik araç,ışıkölçer.
ÖLÇÜLEN IŞIK TİPLERİ
 -Ölçülen ışık 3 tiptedir:
 -Çevremizi kaplayan ışık (Ambient)
-Fotoğrafı çekilecek objeye düşen ışık (Incident)
-Fotoğrafı çekilecek objeden yansıyan ışık (Reflected)

Harici ışık metremizi (Pozometre)’mizi bu ışık türlerine göre ayarlamamız gerekmektedir, Reflected ışık direkt olarak ölçülürken, Çevre veya düşen  ışığı ölçmek için pozometrelere beyaz bir kubbe takılması gerekmektedir, eğer pozometremizi objeye yeteri kadar yaklaştırmazsak düşen ışık yerine sadece çevre ışığını ölçme ihtimalimiz fazlalaşır. Bu ihtimalin büyüklüğü bazan çevre ve düşen ışık ölçümlerinin karışmasına yol açar hatta bu yüzden bu iki kavram sıklıkla birbirine karıştırılır.
Ölçümlerde en doğru yöntem objenin üzerine düşen yani İncident ışığı ölçme yöntemidir, ama bu ölçümün yapılmasının zorluğu hatta uzak objelerde imkansızlığı yüzünden yakın objelerde dahi hata yapılma ihtimali yüksektir.
Fotoğraf makinalarının içine yerleştirilen pozometreler sadece yansıyan yani Reflected ışığı ölçerler. Yansıyan ışık, üzerine ışık düşen objeler ayna gibi yansıtıcı olmadığı için düşen ışıktan doğal olarak farklıdır, ama ışık ölçümünde en kolay ve en az hata yapılan ölçüm yöntemidir. Her ne kadar düşen ışığı ölçmek daha tercih edilmesi gereken yöntem olsada, yansıyan ışığı ölçme yöntemi çok az hata veren bir yöntem olması ve kolaylığı nedeniyle daha çok tercih edilir.

            -Flash ışığını ölçmek için pozometrelerde yine beyaz bir kubbe bulunur.

 2- Yön
Düşen ışığın yönü , gölgelerin pozisyonunu ve yoğunluğunu (miktarını) belirler . Işığın yönü söz konusu olduğunda, 360 derecelik olasılıklarla karşılaşırız. Işık, sizin istediğiniz gibi değilse, pozisyonunuzu, objenin pozisyonunu veya mümkünse, ışığın yönünü değiştirmek çözüm olabilir.
•         Cephe(Önden) Işığı : Işık kaynağı konunun önünde kameranın arkasındadır. Konu bakış yönündeki her noktasından eşit miktarda aydınlanmış ve hiç gölge yoktur. Gölgenin yokluğu derinlik duygusunu yok eder. Bu tür ışık detay verme ve renkleri gösterme açısından çok etkilidir.

•          Yanal Işık : Işığın kaynağı konunun  yan tarafındadır .Daha güçlü ve zengin görüntüler elde edilir. Sağ veya soldan gelen ışık gölgelere neden olduğu için görüntünün dokularını daha belirginleştirir. Yandan gelen ışıkla oluşsan bu gölgeler fotoğafa derinlik duygusu kazandırır. Doku ve desen çekimlerinde bu ışık kullanılmalıdır.Gölgelerin oluşturduğu kontrast çok yüksek ise gözün görebildiği detayları fotografta göremeyeceğimizi söylemiştir. Bunun için dolgu flaş kullanarak yüksek konrast düzeyi düşürülebilir

•         Ters Işık :. Işık kaynağı konunun arkasında kameranın önündedir. Ters ışıkta fotograf çekmek çok zordur ama çok etkili fotograflar elde edilebilir. Önden gelen ışıkta nesnenin görmediğimiz tarafını aydınlattığı için bakış yönümüzde detaylar kaybolur ama nesnenin dış formu belirginleşir. Konunun etrafındaki ışık hüzmeleri fotografı güzelleştirir. İstenirse nesne dolgu flaşı ile aydınlatılabilir. Bunu fotografa yükleyeceğiniz duygu belirler. Diğer aydınlatma şekillerine göre konu kontrastı daha yüksektir .

•         Tepe Işığı : Işık kaynağının konu üzerine tam tepeden gelmesidir. Bu durumda kontrast yüksek olacağı için bu durumlarda fotograf çekilmesi tavsiye edilmez. Bu durumlarda fotografı çekip çekmeyeceğinizi yine sizin fotografa vermek isteyeceğiniz duygu belirleyecektir.Diğer aydınlatma şekilleri arasında en az fotojenik olanıdır

•         Alttan Gelen Işık : Işık kaynağının konunun alttan aydınlatıldığı şekildir . İyi kullanılması zordur . Stüdyo ortamında verilmek istenen duyguya göre kullanılabilir.

•         Noktasal Işık: Işık kaynağının bulutlardan, ağaclardan yada başka açıklıklardan gelerek konunun bir bölümünü aydınlarmasıdır. Gündoğumunun hemen sonrasında veya günbatımından evve, yağmurdan sonra bulutların arasından çıkan, ormanda ağaçların veya yaprakların arasından çıkan ışıkların hepsi noktsal ışıklardır. Bu tür ışık kaynakları ile son derece güzel fotograflar çıkar.
  
 •         Doğrudan gelen ışık:Güneş ya da diğer ışık kaynaklarından kırılmadan gelerek konunun üzerine düşen ışıktır.

•         Dolaylı Gelen Işık:
Işık kaynağının diğer cisimlere çarptıktan sonra ilk gücünü kaybedip konumuzun üzerine düşen ışıklardır.özellikle kapalı ve bulutlu havadaki ışık çeşididir.Dolaylı ışık alan ortamlarda çekim yaparken düşük enstantene değeri kullanmak zorunda kalacağımızdan tripod kullanmak durumunda kalabiliriz.Yada hızlı bir film kullanabiliriz
3- Renk
Rengin doğası : Renk ışıktır. Işığın olmadığı yerde yani karanlıkta en renkli objeler bile siyaha dönüşürler. Renklerini kaybederler. Değişmez gerçek kural budur. Bu Işık "renk alsında var ama ışık olmadığı için görülemiyorlar" anlamında değildir. Bu ifade basitçe ışığın olmadığı yerde renk de olmaz demektir. Rengin ışık olduğu kolaylıkla kanıtlanabilir. Beyaz bir bina gün ışığında beyazdır. Gece kırmızı spotlarla aydınlatıldığında kırmızıya dönüşür. Mavi spotlarla aydınlatılırsa maviye dönüşür. Diğer bir deyimle objenin rengi o objeyi görmemizi sağlayan ışığın rengi ile birlikte değişir. Işığın farklı renkleri vardır. Gün ışığı beyaz, akkor ışık sarımsıdır. Florasan ışıkta da kırmızı eksikliği vardır.

•         Renk Işığın cisimlere çarptıktan sonra yansıyarak görme duyumuzda bıraktığı etkiye denir.
•         Işığın her rengi farklı bir dalga boyu ve frekansa sahiptir. Bir ışığın frekansı onun rengini belirler.
•         Işık olmadığı zaman her şey, şekil ve renk olarak karanlıkta kaybolur.
•         Bir prizmadan geçirilen görünür ışık farklı renklere ayrılır.
•         Beyaz ışığın 3 ana renk bileşeni vardır.
•         Her renk bu 3 ana rengin değişik oranlarda karışımından elde edilir.
 •         Görünür ışık (beyaz ışık) = MAVİ
                                                        YEŞİL
                                                         KIRMIZI
•         Psikolojik temel renkler : Kırmızı, sarı, yeşil, mavi, beyaz, siyah.
•          =>Toplamsal temel renkler : Kırmızı, mavi, yeşil. Bunlar fizikçilerin ana renkleridir ve sadece ışıklarda uygulanırlar. Renkli ışıklar halinde birbirlerinin üzerlerine bindirilirse beyazı oluştururlar.
     •           MAVİ + KIRMIZI + YEŞİL  =BEYAZ IŞIK 
•            KIRMIZI + YEŞİL              = SARI
•            KIRMIZI + MAVİ               = MAGENTA
•            YEŞİL + MAVİ                  = CYAN
•         =>Çıkarımsal temel renkler : Magenta, sarı, cyan. Bunlar toplamsal ana renklerin tamamlayıcılarıdır.Sadece boyalara ve pigmentlere uygulanabilirler. Bütün modern fotoğrafik renk prosesleri ile renk ayrımı ve matbaa baskısı işlemleri bu yöntemlerle yapılır ve bu karışıma dayanırlar.

•         RENKLERİN GENEL SINIFLANDIRILMASI

     KONTRAST / ZIT RENKLER
•         Sarı ------------------ Mor
•         Kırmızı --------------- Yeşil
•         Mavi ------------------ Turuncu

•         ARMONİ / BÜTÜNLEYİCİ RENKLER
•         Mor ------------------ Mavi
•         Kırmızı -------------- Orange
•         Sarı ----------------- Yeşil

NÖTR RENKLER: Nötr renkler, beyaz, siyah ve kurşuni gibi tarafsız renklerdir. Bunlar belli başlı bir renk özelliğinden ziyade, çeşitli renklerin elde edilmesine yardımcı olurlar. Nötr renkler, dinlendiricidir; doyurucu manalı ve olgun bir etkileri vardır. Bunlardan siyah renk, derinlik ve karanlık beyaz ise aydınlık, temizlik ve yakınlık hissi yaratır.

Renklerin özelliklerine göre, meydana getirdiği ve aksettirdiği değişik havadan, insan ruhu çeşitli şekillerde etkilenir. Yerine göre bir huzur, ferahlık ve sakinliğe yahut kötümserliğe kavuşur. Bununla beraber renklerin üzeremizde bıraktığı etkiler; özel durumumuza, ruh haletimize ve tabiat şartlarının mevcut reaksiyonlarına bağlıdır.
Renklerin pisikolojik olarak insanlar üzerinde etkileri Renkleri psikolojik etkilerini anlamak. Onları fotograf dili ile beraber kullanarak çektiğimiz fotografa vereceğimiz duyguyu daha da kuvvetli hale getirebiliriz.

Kırmızı 
Titreşimi en kuvvetli, en dinamik renk kırmızıdır. Hareketlendirme, tahrik etme gibi özelliği vardır. Boğa güreşlerinde boğaları kızdırmak için kırmızı kullanılır. Kırmızı rengi uzun zaman seyreden kişide sinir gerginliği gözlenir, nefesi sıklaşır, kalbi daha kuvvetle çarpar. Kırmızı; güneş, ateş, alev gibi ısı veren olayları hatırlattığı gibi, hareketlendirici kimliğinden dolayı bir çok ülke bu rengi bayraklarında kullanmıştır.En sevilen renlerin başında gelir.

Yeşil
Dinlendirici renklerin başında gelir. Acı, sert bir yeşil olmamak şartıyla perde perde sıcağa veya soğuğa giden yeşiller seyredeninin içine ferahlık, açıklık verir. Titreşimi zayıftır.Yeşilde dinsel, mistik bir anlam da vardır. Müslümanlıkta ana renk olduğu gibi, Hiristiyanlarda da bu rengi inanmanın, ölmezliğin bir simgesidir. Bolluk duygusuda verir.

Mavi
Huzur, mutluluk verir, rahatlamayı sağlar.Sonsuzluğun simgesidir. Uçsuz bucaksız gökyüzünün her insana nasıl huzur verdiğini düşünün.

Turuncu
Sıcak renkler sınıfında olup kırmızı kadar dinamik değildir, titreşimi ondan zayıftır. Rahatlığı, parlaklığı hatırlatır. Kırmızı kadar olmasada ateşi, güneşi, ışığı ve ısıyı çağrıştırır.

Sarı
İçinden veya arkasından ışıklandırılmış etkisini uyandıran çok parlak bir renktir. Sevinç uyandıran tonların başında gelen bu renk, limon sarısı gibi hafifçe yeşile kayınca rahatlatıcı ve ferahlatıcıdır. Sarı renk, uzun zaman seyredildiğinde, kanın damarlarda daha düzenli akmasını ve sinir sistemini düzenli olmasını sağlar. Egemen olma duydusunu da çağrıştırdığı söylenir.

Mor
Kader içe kapanış melankoli ifade ettiği söylenir. Hiristiyanlarda yas rengidir. Soğuk renkler arasında yer alır.

Siyah
Matemin, hüznün ve belirsizliğin simgesi olarak kullanılsada daha çok güçün, korumacılığın, doğumun ve gizemliliğin simgesidir.

Beyaz
Saflığın, temizliğin, bozulmamışlığın yeniden başlamanın simgesi bir renktir.
Bilimsel olarak, renk kavramının bir objeye değil, o objeden yansıyan ışığa bağlanması gerekir. Kırmızı ışık altında beyaz bir objenin kırmızı göründüğünü ve herhangi bir rengin yapay ışıkta farklı ve doğal ışıkta farklı algılandığını biliyoruz. Ancak yine de konuyu belli bir geleneğe bağlamak ve pratik olmak bakımından, yüzey rengi gibi bir kavramı kabul etmek gerekecektir. Bu durumda objelerin renklerinden bahsedilirken bunların standart gün ışığı altındaki görünümlerinden söz edildiğini bilmek gerekir. Standart gün ışığı, bilindiği gibi Güneş ışığı + Berrak mavi gökten yansıyan ışık + Beyaz bulutlardan yansıyan ışığın karışımıdır. Herhangi bir rengin tanımlanması için standart bir ışığın varlığı kabul edilmezse, renk, ışığa göre değişiklik göstereceğinden, kavram kargaşasına yol açar. Belli bir rengi tanımlayabilmek için rengin üç farklı özelliğinden bahsetmek ve bunları tanımlamak gerekir. Optica Society of America (OSA) 'nın standartlarına göre bu özellikler; Ton, doygunluk ve parlaklıktır.

3.1- Renklerin Özellikleri
Rengin 3 temel özelliği vardır;
              Ton (Hue):Bir rengi diğerinden ayıran niteliktir. Hue, renk tekerleğinde ya da spektrumunda rengin durumunu gösterir. Kırmızı, sarı diye adlandırdığımız kavramlar hue ( renk )' tir. Bir rengin ışığının dalga boyları cinsinden tanımlanmasına olanak sağlar. Uygun şartlar altında insan gözü 200 farklı türü algılayabilir.
•         Doygunluk (saturasyon): Bir rengin saflığının ölçüsüdür. Herhangi bir rengin içinde bulunan türün miktarını anlatır.Bazı kırmızılar soluk, bazısı yoğundur. Kırmızıyı en doğru gösteren en doygun olandır. Bu, “doygunluk” ya da “saflık” olarak da ifade edilebilinir. Rengin doygunluğu arttıkça görünüş daha güçlü ve canlı hale gelir. Doygunluk azaldıkça, renk nötr gri ile karışarak griye doğru gider.


Doygunluk bir renkteki beyaz ışığın yokluğudur.Mesela Kırmızı renk pembeden daha doygundur. Çünkü pembeye göre kırmızıda daha az beyaz vardır.

*Değer ( Value ) : Bir rengin açıklık veya koyuluk derecesini gösterir. Açık pembe ile koyu pembe arasında ton farkı vardır. Siyahtan beyaza doğru gri tonlarını gösteren 10 kademeli bir ton çubuğunda en parlak, ışıklı renk beyaz en koyu ışıksız renk ise siyahtır. Renklerin değerini siyah ve beyaz ilavesiyle değiştirmek mümkündür. Parlaklık ise ışığın şiddetine bağlıdır.
 
3.2 Renk Isısı
Bir ışığın rengi doğrudan doğruya o ışığın ısısına bağlıdır
•         Bu nedenle ışığın belli bir sınıflandırmaya ve birimlendirmeye tabi tutulması gerekir . Bu amaçla hazırlanan cetvele Kelvin Skalası adı verilir .

Kelvin (ºK)

Işık kaynaklarının renk kalitesini belirlemek için kullanılır. Birimi ºK (Kelvin)'dir.
•         Bir ışığın ölçülmesi kelvinmetre ile yapılır

•         Bazı Işık Kaynaklarının "K" Cinsinden Renk Isıları 
Mum Alevi , 1500K 
100 Watt genel amaçlı ampul , 2850K 
500 Watt profesyonel tungsten ampul , 3200K 
El flaşı , 6200-6800K 
Sabah ve öğleden sonra gün ışığı , 5000-5500K 
Öğlen güneşi mavi gök beyaz bulutlar , 6000K 
Sadece mavi gök ışığı (gölgedeki konular) , 10000-12000K

 
Gün ışığının rengi hakkında
* Gün ışığı sabahların erken saatlerinde sarıdır. Akşama doğru kırmızılaşır.
* Kışın gün ışığında yaza göre daha çok mavi vardır.
* Deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik ve ultra-viole ışınların etkisi artar
* Doğrudan gelen güneş ışığı gölgelere göre daha sıcak olur tonlu olur
Bulutlu ve puslu havalar mavi tonlu renkleri vermek eğilimindedir.
4. Kontrastlık

Fotoğrafta en karanlık ve en aydınlık bölümler arasındaki ışık yoğunluğudur. Örneğin; Işık kaynağından yayılan ışığın konuyu her yönden eşit bir şekilde aydınlatması sonucu (bulutlu havada çekilen) fotoğrafta kontrast düşük olur. Bunun karşıtı ışığın tek bir yönden konuyu aydınlatması sonucu (güneşli havada çekilen) fotoğrafta kontrast yüksek olur. İyi bir fotoğraf için kontrast ana etkenlerden birisidir. Fotoğrafta kontrast ne fazla ne eksik olmalıdır.
Yüksek kontrast da gölgeleri koyu  beyazı patlamış görürüz. Az kontrast da gölgeler ve parlak aydınlıkları göstermeyen daha sınırlı bir ton farklılığı vardır. Bir yaz günü güneş tam tepedeyken özellikle ormanlık alanlarda, karla kaplı ortamlarda yada kumsallarda kontrast fazladır. Bulutlu havalarda yada güneşin yatay geldiği zamanlarda çekilen fotoğraflar gökyüzünü fazlaca içermeyen fotoğraflarda kontrast azdır.
Işık kontrastlığını değişik etmenler belirler;
•         Konu tek yönden aydınlatılıyorsa kontrastlık yüksek olur.
•         Her yönden aydınlatılıyorsa kontrastlık düşük olur.
•         Işık kaynağı ile konu arasında hava, cam, bulut gibi ışığı soğuran cisimlerin bulunması kontrastlığı düşürür.
•         Konu çevresindeki yansıtıcı yüzeyler de kontrastlığı etkiler


Nuray İŞLEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder