28 Haziran 2012 Perşembe

Doğa Fotoğrafçılığı



Tanımı ve Önemi


Doğa fotoğrafı, doğal bir yaşam alanı içindeki canlılar; hayvanlar, bitkiler ve jeolojik oluşumların fotoğraflanmasıdır. Yani doğa fotoğrafının konusu doğal varlıklardır. Evcil olmayan hayvanlar tarımsal olarak yetiştirilmeyen bitkiler ve böceklerden dağlara kadar, doğal sürecin geniş çeşitliliğini içerir. Evcil, kafes içinde saklanan veya her türlü yöntemle özgürlüğü kısıtlanmış hayvanlarla tarımsal olarak yetiştirilen bitkilerin fotoğrafları, doğa fotoğrafı olarak değerlendirilemez. Sözlük anlamı olarak ise doğa, kendi kendine oluşan, biçimlenen şeklinde tanımlanır.
İnsanlar tarafından değişikliğe uğratılmış bir çevreye uyum sağlamaya çalışan leylek gibi canlıların oluşturduğu doğa konularıyla; kasırga ve med-cezir dalgaları gibi çevreyi tekrar eski haline dönüştürmeye çalışan doğal güçlerin izlerini taşıyan görüntülerde, insan unsuru en az düzeyde olmak şartıyla kabul edilebilir. Doğa iki temel bölüme ayrılabilir:
> Canlı doğa
> Cansız doğa
Canlı doğa tüm yabanıl bitki ve hayvan türlerini kapsar. 
Cansız doğayı ise bulutlar, dağlar, kayalıklar, kumullar, vadiler, kanyonlar, denizler, göller, ırmaklar gibi Canlı ve cansız öğeler ayrı ayrı fotoğraflanabileceği gibi bir arada bulundukları kompozisyonlar da oluşturulabilir.


Amacı


İnsanoğlunun köyden kente göçü, sanayi alanlarının hızla artması doğa içinde sürdürdüğü yaşamdan şehirleşmeye ve kapalı mekânlara yönelmesi sonucu doğaya özlem giderek artmıştır. Tatilleri ve hafta sonlarını doğada geçirerek doğa ile yakınlaşır.
İnsanlar evinde çiçek yetiştirerek, akvaryumda balık besleyerek ya da ormanda piknik yapıp dağlara tırmanarak doğayla bir arada olmaya ve doğaya olan özlemini gidermeye çalışır.
Doğa fotoğrafçılığını bir uğraş ya da bir hobi gibi değil de içimizdeki bu özlemi aktarmaya çalıştığımız bir araç olarak görebiliriz. Konuşmak, yazmak, resim yapmak, müzikle uğraşmak nasıl duyguları ifade biçimi ise doğa fotoğrafçılığı da soyut düşüncelerimizi aktarmanın görsel bir ifadesidir. Yani bir doğa fotoğrafçısı iseniz ister nesnelerin sade görüntüleri olsun, isterse de doğanın güzelliğinin verdiği duygusal ifadeler olsun, gördüklerinizi başkalarına da “söyleme” ihtiyacı hissedersiniz. Bir başka deyişle doğa fotoğrafçısının kaygısı doğal konudur. Doğa fotoğrafçısı gördüğü ve hissettiği duygu ve mesajları iletmek amacı ile fotoğraf çeker. Basın yayın, belgesel, tanıtım gibi araçlarla da mesaj istenilen noktalara ulaştırılır.
                                                   Fotoğraf 1.1: (Fotoğraf: Armağan Bice)


                                            Fotoğraf 1. 2: Karadeniz (Fotoğraf: Kemal Evin)


Özellikleri


Doğa fotoğrafının konusu doğal ortamı içinde bulunan canlılar ve çevredir. Dolayısı ile insanlar ve insanların ürettiği bitkiler, yapılar, doğa fotoğrafı konusu içerisinde yer almaz. Ancak fotoğrafta insan ve insana ait öğeler fotoğraf karesinde çok küçük bir yer tutuyorsa, merkezi bir konumda değilse ve gözü rahatsız etmiyorsa hoş görülebilir.
Manzara fotoğrafları doğa fotoğrafçılığında geniş bir yer tutar ve fotoğrafla uğraşan pek çok kişinin de ilgisini çeker. Güzel bir manzara gördüğümüzde hemen deklanşöre basmayanımız çok azdır. Doğal peyzaj fotoğraflarına konu olan öğeler; dağlar, göller, akarsular, ormanlar, çayırlar gibi canlı ve cansız öğelerdir. Örneğin bir göl, çevresindeki ormanla ve geri plandaki dağ silüetiyle tam bir doğal peyzajdır. Göl yüzeyinin ayna etkisi fotoğrafa çok şeyler katabilir.
Makro fotoğraf olarak isimlendirilen yakın çekimler, doğa fotoğrafçılığı da en sevilen ve yaygın türlerden biridir. Bu tekniğin etkileyici özelliği gözle görülemeyen ya da zor seçilen ayrıntıların kolay görülebilecek şekilde büyülterek yeniden sunulmasıdır. Yakın çekim ile büyültülerek girilen, gözle göremediğimiz fotoğraflardır. En çok ilgi duyulan böcekler, çiçekler olmak üzere bu dünyada var olan her şey yakın çekimin konusudur.
Dağlar, görkemli yapıları ile doğa fotoğrafçılar için çok önemli konulardandır. Orta Anadolu'daki Hasan Dağı gibi sönmüş volkanlar tek başlarına bile bir konu oluşturabilmektedirler. Erozyonun yol açtığı oluşumlar da ilginç görüntüler oluşturmaktadır. Ankara yakınlarındaki Çayırhan bu konuda çok değişik bir görünüm sunmaktadır. Ülkemizde doğal güzellikler açısından çok zengin olup doğa fotoğrafı çekebileceğimiz birçok bölgemiz vardır.
                                           Fotoğraf 1. 3: Karadeniz (Fotoğraf: Kemal Evin)


Dünyada ve Ülkemizde Durumu


Günlük yaşantımızın bir parçası olan fotoğraf makinesi, günümüzde optik ve sayısal sistemlerin gelişmesi ile her sektöre farklı amaçlarla hizmet veren bir makine durumuna gelmiştir. Yaşamın bir kesitinin kayıt edilmesi olarak tanımlanan fotoğraf, tanıtım, araştırmalar, belgesel çalışmalar, sanatsal çalışmalar ve haber alanlarında sıkça kullanılmaktadır. Günümüzde fotoğrafçılık mesleği bir sanat ve haberleşme aracı olarak ilerlerken; optik aygıtların gelişmesi sonucu astronomi, mikrobiyoloji, histoloji vb. bilim dallarında da giderek artan biçimde kullanılmaktadır. Meslekte edinilen bilgi ve beceriler, fotoğrafçılığın kullanıldığı pek çok alanda, özellikle reklâmcılıkta, matbaacılıkta, basında, kullanılmaktadır. İş yaşamında, tanıtım (turizm ve reklâm) fotoğrafçılığı ve aktüel fotoğrafçılık (doğa ve gezi dergileri) gibi yeni uzmanlaşma alanları da gözlenmektedir. 
Teknolojik gelişmeler sonucunda, bilgisayarın sektöre girmesiyle ortaya çıkan dijital (sayısal) fotoğrafçılık ve son zamanlarda gelişen lazerle dijital baskının yakın gelecekte önemli bir yüzde ile yaygınlaşması ve klasik fotoğrafçılığın uygulama alanlarını genişletmesi beklenmektedir. Giderek bilgisayar kullanımı ve bilgisayarda görüntü işleme, fotoğraf kimyası ve lazer yazıcılardaki gelişmeleri izlemek önem kazanmaktadır. Gelecekte de hem teknik hem sanatsal beceriler önem kazanmaya devam edecektir. Fotoğraf çekimindeki sanatsal katkı mesleği uzmanlaşmaya yönlendirirken, laboratuvar hizmetlerinde verilen hizmetin özelliği nedeniyle, müşteri ilişkilerinde ve yapılan işlerde dikkat ve özen gerektirmektedir.
Bu meslekte eğitim örgün eğitim yoluyla değil, daha çok geleneksel yollarla, iş başında eğitim şeklinde verilmekte, bu nedenle de iyi eğitim görmüş nitelikli fotoğrafçılara olan talep giderek artmaktadır.
Son yıllarda dünyada basım ve yayın sektöründe belli bölgelerde yoğunlaşma görülmektedir. Günümüzde, sayfa düzeni, grafik tasarım ve kopyalama işlemlerinin bilgisayar olmadan yapılması söz konusu değildir. Basım ve yayımda fotoğraf yazının anlatımı için en önemli etkendir. Örneğin, bir çocuk dergisinin doğa ile ilgili sayfasında hayvanların özelliklerini tanıtırken fotoğraf kullanması gerçeklik olarak ve akılda kalıcılık açısından çok önemlidir.
Fotoğrafçılık alanında sahip olunması gereken yeterlilikler aynı zamanda grafik tasarım alanında da gereken niteliklerle paraleldir. Bu nedenle tanıtım reklamcılığı ve basın yayın alanında yazı ve fotoğrafın iç içe kullanılması kaçınılmazdır. Örneğin ürünün saf ve temiz olduğunu veya çok güzel koktuğunu doğa fotoğrafları aracılığı ile çok kolay anlatabiliriz.


Doğa Fotoğrafı Çekiminde Kullanılan Ekipman ve Araç Gereçler


Doğada fotoğraf çekimine çıkarken gerekli malzemeleri yanınızda bulundurmanız ve doğa koşullarına göre giyinmeniz gerekir. Dağda çekim yapacaksanız ona göre bir yürüyüş ayakkabısı, güneş ışınlarından korunmak için şapka, malzemeleri taşımak için bir sırt çantası ve küçük kazaları önlemek için ilk yardım malzemelerini yanınızda bulundurmalısınız. Ayrıca her an fotoğraf makinesinin pili bitebilir, filminiz bitebilir ya da dijital fotoğraf çekenler için bellek problemi ortaya çıkabilir. Ormanda, dağda ya da kanyonda bu malzemeleri satın alabileceğiniz bir yer bulamayabilirsiniz.
Doğa fotoğrafı çekerken belli bir malzeme kullanımından söz etmek çok doğru olmaz. Elinizde geniş açılı bir objektif varsa, orman, dağ, vadi, ova gibi geniş yayılımlı konuları görüntüleyebilirsiniz. Normal bir objektif ile de aynı konuları kısmen görüntüleyebilir, ayrıca ağaç gövdesi, yapraklar, çiçekler gibi konulara da eğilebilirsiniz. Tele objektifleriniz varsa, manzara ya da bitki ve hayvan yaşamlarına tanıklık edebilirsiniz. Hele ışık geçirgenliği yüksek olan süper tele objektifleriniz varsa, o zaman vahşi yaşam fotoğrafları için uygun donanıma sahipsiniz demektir 


Objektifler


Bir fotoğrafın temel özelliği kaliteli görüntü oluşturabilmesidir. Görüntü kalitesi açısından yetersiz bir fotoğrafın diğer özellikleri ne kadar iyi olursa olsun hiçbir anlamı olmaz. Görüntüyü oluşturan ve niteliği etkileyen objektiftir. Objektifler üç boyutlu dünyayı film yüzeyinde iki boyutlu olarak oluşturur.
Objektif, fotoğrafı çekilen konuyu mümkün olduğu kadar aslına uygun bir görüntü olarak ortaya çıkartmalıdır. Bunun için de merceğin niteliği önemlidir.
Mercek camdan yapılan geçirgen bir cisimdir. Işık dalgaları bu cisme ulaşır ve geçirgen yüzeyi geçerek görüntüyü oluşturur. Tek bir mercek kullanarak net ve kesin bir görüntü elde etmek çok güçtür. Bu nedenle objektifler birçok mercekten oluşur. Objektiflerin oluşturduğu görüntü yuvarlaktır ve görüntünün en net bölgesi ortasıdır. Kenara doğru görüntü zayıflar ve netliği bozulur.


                                             Şekil 1.1: Objektiflerin odak uzaklığı ve görüş açısı 




Odak Uzaklığı


Objektif ile film yüzeyindeki görüntü arasındaki uzaklığa denir. Film yüzeyindeki görüntünün büyüklüğünü yönlendirir. Ayrıca fotoğrafı çekilen konuya hangi açıyla bakılacağını yani objektifin açısını belirler. Bir konuya çıplak gözle bakmakla objektifle bakmak arasında çok önemli bir fark vardır. Odak uzaklığına bağlı olarak objektiften geçen ışınların kırılması değişir ve bunun sonucu oluşan görüntünün büyüklüğü farklı olur.


                                                      Şekil 1.1.1: Odak uzaklığı


> Görüş açısı: Bir insanın çevresinde net olarak görebildiği açı
> Bakış açısı: Bir objektifin görebildiği açı. Objektifin odak uzaklığına göre daralan ya da genişleyen kesin açılardır.
Farklı odak uzaklıklarındaki objektifler fotoğraf çekene sonsuz sayıda bakış açısı sağlar.


Doğa Fotoğrafçılığında Kullanılan Objektifler


> Normal Objektifler
35 mm -50 mm'lik normal objektif manzara çekimleri için çok uygundur. Bu objektif görüntü kalitesi açısından diğer objektif türlerinden daha iyidir ve insan gözünün görüş açısına yakındır. Geniş açılı ve tele objektifler gibi perspektifi bozan etkileri yoktur.


> Geniş Açılı Objektifler
Normal objektiften daha geniş bir açıyla konuya bakar ve daha çok alanı fotoğraf karesine sığdırır. Daha kısa odak uzaklığına sahiptir. Konunun fazla uzağına gitmeden geniş bir bakış açısı içinde nesneleri küçültür. Bu objektiflerde alan derinliği yüksektir. 
Bu objektiflerin optik özelliği nedeniyle görüntü bozulmaları oluşur. Örneğin; düz çizgilerin görüntü alanı içinde dışa doğru eğilmesi. Geniş açılı objektiflerde yatay ve dikey çizgisel hatlara dikkat edilerek film karesinin ortasına yerleştirmek doğru olur. Çünkü bozulmalar film karesinin kenar kısımlarda oluşur. Film düzleminin konuyu düz görmesini sağlamak için konunun yüksek bir yerden çekilmesi gerekir.
Manzarayı daha geniş açıdan görmek istiyorsanız 35 mm geniş açı objektif kullanılabilir. Eğer bir manzarada ön plandaki öğeleri büyüklük olarak abartmak ve perspektifi sonsuza doğru uzatmak isterseniz 28, 24, 20 mm'lik objektifler kullanılmalıdır. Bunlar ön cepheyi daha fazla gösterirler ve daha fazla elementin kare içinde yer almasını sağlarlar. Net derinlik fazladır. Ön cepheden arka cepheye kadar focus yapabilirsiniz.


> Tele Objektifler
Dar açılı objektiflerdir. Genel görünüşten bazı öğeleri çerçeve dışı bırakmak, manzaranın bir kısmını almak isterseniz 105, 135, 200 mm gibi bir teleobjektif işinizi görecektir. 300 mm ve daha uzun odaklı tele objektiflerin perspektifi daraltma, nesneleri üst üste bindirme özelliğinden faydalanarak ilginç peyzajlar çekebilirsiniz.
135.mm lik veya 200.mm lik teleobjektiflerde ise elementler daha büyüktür. Uzaklardaki dağ yakınlaşır ve yüksek gözükür. Alan derinliği daralır. Ön cephe veya arka cephe fokus dışı olabilir.


> Zoom Objektifler
Değişebilir odak uzaklıklı objektiflerdir. Yani aynı objektifle konuyu çekerken uzaklık değiştirmeden hem genel bakış açısı hem de dar bakış açısı sağlamak mümkündür. Zoom objektif kullanıldığında yanınızda birden çok objektif taşımanıza gerek kalmaz. Basın fotoğrafçılığı yapanlar için vazgeçilmez objektiflerdir.


> Makro Objektifler
Yakın plan çekimlerinde kullanılan optiklerdir. Çoğunlukla doğada bulunan çiçek, böcek gibi yabanıl yaşama dair fotoğraflar bu tür objektiflerle yapılabilir. Konumuzun çok yakınına sokulmak zorunda olduğumuzdan net alan derinliği oldukça azalır. Örneğin, bir böcek fotoğrafında böceğin yalnızca çok küçük bir bölümü ancak net olabilir.
Alan derinliği artırabilmek için oldukça kısık bir diyafram kullanmak gerekebilir ve bu da düşük bir enstantane seçimi demektir. Makro çekim yapabilmek için mutlaka bir sehpa kullanılması gerekir. Bu tür objektifleri doğru kullanabilmek için biraz deneyim kazanmak ya da bu işle uğraşan profesyonel fotoğrafçılardan yardım almak gerekebilir.
Makro fotoğrafın temelinde, istenilen görüntü büyüklüğünün uygun alan derinliği ile elde edilmesinde seçilen tekniğin, diğer yardımcı etkenlerle birlikte disiplinli bir şekilde uygulanması vardır. 
              Fotoğraf 1.4.1: Makro objektifle yapılan bir çekim örneği (Fotoğraf: Armağan Bice)


Not: Çoğunlukla makinelerimizde kullandığımız normal objektiflerin, geniş açı ya da tele objektiflerin, aynı zamanda makro özellikleri de bulunabilmektedir. Bununla birlikte, sadece makro çekim yapmak üzere üretilmiş çok özel körüklü makro objektifler de vardır.


Filtreler


Objektifin önünde yer alarak film yüzeyine ulaşan ışığı, objektife girerken düzenler. Her renk filtre kendi rengini geçirir diğer renkleri emer. Siyah beyaz filmlerde filtre kullanıldığında grinin ton değerlerinin ortaya çıkışı kontrol eder. Bir rengin gri skalada yer alan tonunu açmak için o renge yakın bir filtre; koyu ton elde etmek için o rengin karşıtı bir filtre kullanırız. Renkli filmlerde ise ışık kaynaklarının verdiği ışığın renk niteliği filtrelerle kontrol edilebilir.
                                                 Şekil 1.1.2: Işığın yansıması ve iletilmesi


 Filtre kullanılarak fotoğrafın görünümünü değiştirebilir ve etkisini arttırabilirsiniz. Örneğin; kapalı havalarda ışık film üzerinde soğuk ve mavimtırak bir renge doğru yönelir. Bunu önlemek için kehribar sarısı veya soğan kabuğu rengi diye adlandırılan filtreleri kullanılabilir. Manzara resimlerinde gökyüzü sorun yaratan bir alandır; bir polarize filtre ya da morötesi filtre gökyüzünün adeta fazla pozlandırılmış gibi parlamasını önleyebilir.
Doğa fotoğrafçılığında kullanılan bazı filtreleri tanıyalım.
                   Fotoğraf 1.4.2: Filtre kullanılarak yapılan bir çekim örneği (Fotoğraf: Armağan Bice


> Polarize Filtreler
Doğa fotoğrafçılığının vazgeçilmezleri arasındadır. Renk doygunluğunu arttırmaları ve kontrastı yükseltmelerinin yanında su yüzeylerindeki yansımaları da engelleyebiliyor oluşları, bu filtreleri temel malzememiz hâline getirir.


> Koruyucu Filtreler
Makinemizi korur ve pusu ortadan kaldırarak kontrastlık sağlar. Çıplak gözle göremediğimiz, ama filmlerin algılayabildikleri ultra-viyole ışınlarını kesmek için UV ya da Skylight filtreleri kullanılır.


> Degrade Renk Filtreleri “Graduated” Filtreler
Gökyüzünün rengini ya da yoğunluğunu arttırmada işe yararlar. Özellikle “gri” ve “günbatımı” filtreleri doğa fotoğraflarında çok kullanılır. Örneğin, Resim 1.4.2 de kullanılan bir günbatımı gibi. 
Yakınlaştırıcı Filtreler (Close up)
Bu filtreler üçlü takımlar hâlinde satılır. Kapalı havalarda homojen ışık altında oldukça elverişli pozlandırma koşulları yakalanabilir. Ancak çok kapalı havalarda kullandığımız filmler renklerin ayırt edilmesinde insan gözü kadar hassas olamazlar. Böyle durumlarda genellikle film üzerinde hafif bir mavi renk hakimiyeti söz konusu olur. Bu koşullarda renklerin sıcak tonlarını yakalayabilmek için renk ısıtıcı filtreler kullanmak çözüm olur.


Filmler


Görüntünün ışığa duyarlı bir yüzey üzerine kaydedilerek sabitleştirilmesi film sayesinde gerçekleşir. Filmde görüntünün oluşması için ışığa duyarlı bir tabaka vardır. Gelen ışığın miktarına ve geliş zamanına bağlı olarak bu tabaka reaksiyon göstererek kararır. Fotoğrafın canlılığı renkleri en iyi yansıtması ile olur. Bu da doğru film seçimi ile gerçekleşir.
Hızları ve yapısal özellikleri açısından filmleri iki ayrı grupta değerlendirebiliriz.


> Filmlerin Hızı (Film Hassasiyeti)
Filmlerin ışığa karşı duyarlılığını ve ışıktan etkilenme süresini belirler. Filmlerin, ISO - DIN - ASA cinsinden taşıdıkları değerler ya da fotoğraf çevrelerinde yaygın olarak kullanılan ismiyle HIZ' ları, filmlerin ışığa duyarlılıklarını ifade eder. Filmlerin duyarlılığı arttıkça grenler belirginleşerek netlik azalır. Gren inceldikçe film duyarlılığı azalır ve görüntü netliği artar. 25 ASA, 50 ASA, 64 ASA, 100 ASA, 125 ASA, 200 ASA, 400 ASA, 800 ASA, 1600 ASA,3200 ASA, filmlerin standart hızlarıdır. Ortalama hız siyah beyaz için ISO 125, renkli filmler için ISO 100’dür.


> Yüksek Asa Filmler
Işığa daha fazla duyarlıdır (örneğin, 400 ASA). Öte yandan yüksek hızlı filmler iri gren yapacaktır ve dolayısıyla görüntüde detay kayıplarına yol açacaktır. Yüksek ASA filmlerle ışığın daha az olduğu ( loş ışık - az ışık ) koşullarda daha kolay çekim yapılabilir.
Örneğin, gece fotoğraf çekmek istediğinizde 400 ASA - 800 ASA gibi yüksek hızlı filmler seçilebilir. 
           Fotoğraf 1.4.3: Düşük ASA ‘lı film kullanılarak bir yapılan çekim örneği (Fotoğraf: Kemal Evin)


> Düşük Asa Filmler
Işığa daha az duyarlıdır (örneğin; 50 ASA film). Düşük hızlı filmler ince gren filmler oldukları için bütün detayları kaydetmenizi sağlayacaklardır. Düşük ASA filmlerle çekim yapabilmek için de daha fazla ışık bulunan koşullar gerekir.
Not: Ancak bazı durumlarda, iri grenli sonuçlar elde etmek, yapmak istediğiniz fotoğrafların daha etkili olmasını sağlayabilir.


> Yapısal Özellikleri
Negatif filmler ve pozitif filmler olarak ikiye ayrılır.
Negatif Filmler: Çekildiğinde negatif görüntü veren filmlerdir.
o Siyah - beyaz ( S/B ) negatif filmler o Renkli negatif filmler
Renkli negatif filmler bir başka yönden de iki gruba ayrılır. Daylight ( gün ışığı ) filmler, tungsten ( yapay ışık ) filmler. Gün ışığı koşulları için ayrı bir film, yapay ışık koşulları için ayrı bir film kullanılabilir.
Pozitif Filmler ( Dia - Slayt - Saydam)
Çekimlerinizden sonra görüntüleri pozitif (fotoğraf kartlarının üzerindeki gibi) olarak görmenizi sağlar. Pozitif filmler dia projeksiyon makineleri yardımıyla da perdeye yansıtılmak suretiyle çok büyük boyutlarda izlemenize yardımcı olur. Her bir karesi kesilip ayrı ayrı plastik küçük çerçevelere yerleştirilmek suretiyle kolayca arşivlenebilir. Dialarınızın kart baskısını da yaptırabilirsiniz.  


Üçayak (Tripot)


Manzara çekimlerinde üçayak kullanmak yararlıdır. Profesyoneller ve amatörlerin bazıları manzara çekimlerinde üçayak kullanırken, ufuk çizgisini doğru oturtabilmek için bir su terazisi de kullanırlar.
Not: Çekim sırasında konuya yaklaştıkça net alan derinliği azalır. Bu özellik yakın plan çekimlerinde daha çok ortaya çıkar. Makro çekimlerde objenin net olabilmesi için konuya kısık diyaframla (11, 16, 22 gibi) yaklaşmalısınız. Bunu da, ışığın şiddetine bağlı olarak, düşük enstantanelerden biri (4, 8, 15, 30 gibi) ile dengelemek durumunda kalabilirsiniz. Bu durumda da üçayak (tripot) kullanılmalıdır. Sonuçta, hangi objektifi kullanırsanız kullanın, tripot en büyük yardımcınızdır.


Işık Ölçücüler (Pozometreler)


Güvenilir bir ölçme yöntemidir. Daha çok kontrast olan ve arka ışıklı konularda makine içindeki ışıkölçerlerle doğru ölçüm yapamazsınız. Bu durumlarda pozometre ile değişik noktalardan alacağınız ölçümler seçkin ışık değerlerinizi ölçmenizi sağlar.


Uzatma Kablosu ve Kablolu Deklanşör


Bu kablo ile fotoğraf makinesine bağlantı yapılarak deklanşöre uzaktan basıp makinenin titremesini engelleyebilirsiniz. Uzatma kablosu yardımıyla normal flaşınızı, konuyu aydınlatacak şekilde kameradan bağımsız biçimde kullanabilirsiniz. Gün boyunca aynı sahnenin bir dizi fotoğrafını çekmek için deklanşör kablosu kullanabilirsiniz.


Flaş


Suni ışık kaynağı oluşturur. Işığın yetersiz olduğu ortamlarda, konuyu aydınlatarak fotoğrafın çekilmesine yardımcı olan flaşı kullanırız. Doğa fotoğrafçılığında flaş kullanımı önemli bir yer tutar. Özellikle ışığın yetersiz kaldığı durumlarda makro çekimlerde ve ters ışık söz konusu ise flaş kullanmakta büyük yarar vardır.
Makro çekimlerde konuya çok yaklaşıldığı için normal flaşların aydınlatması yetersiz kalacağından, objektifin üstüne geçirilen halka flaşlar kullanarak aydınlatma sağlanır. Güneşin çok yoğun olduğu zamanlarda da dolgu flaşı kullanılarak gölgelerden kurtulabilir. Dolgu flaşının amacı kareyi aydınlatmaktan çok, az bir ışık etkisiyle, gereksiz gölgeleri yok etmektir.
Bunun için pozlama ayarlarının doğru yapılması gerekir. Çünkü, zaten çok aydınlık olan görüntü bembeyaz çıkabilir ve fotoğraf bazen fazla pozlama olabilir. Dolgu flaşı, gölgeleri aydınlatıp oradan da detay almak ve yüksek ışıktaki kontrast fazlasını düşürmek amacıyla kullanılır. 




DOĞA FOTOĞRAFI ÇEKİMİ


Doğa Fotoğrafçılığının Kullanım Alanları


Tanıtım


Tanıtım alanında doğa fotoğrafçılığından yararlanmak günümüzde sıkça karşılaştığımız bir durum. Çünkü televizyon, dergi, gazete sayfaları, internet, bilboardlar ancak çarpıcı fotoğraflar ile kendini göstermektedir. Reklam sektöründe inandırıcılık, fotoğrafın kullanılması ile gerçekleştirilmektedir.
Basılı ve görsel olarak yapılan tüm çalışmalarda işe fotoğraftan başlanmaktadır.
Tanıtım fotoğrafı denildiğinde tesadüf üzeri çekilen fotoğraflarından çok planlanan ve kurgulanan fotoğraflar düşünülmelidir. Doğa fotoğrafı da kurgulanarak çekilir. Tasarlanan görüntüde ürün, fotoğrafçının duygu ve düşünceleri doğrultusunda yeniden oluşturulur.
Fotoğrafçının bakış acısıyla sunulur. Fotoğrafçının çektiği fotoğrafla, ürünü veya hizmeti kullanmaya ikna olan tüketici vardır. Tanıtım fotoğrafçısının fotoğrafını oluştururken amacı, tüketiciye bilinçaltına itilmiş beklentilerinde eşlik etmek ve istek yaratmaktır. Örneğin resim 2.1.1’ de görülen çiçekten bal alan bir arı fotoğrafı çalışkanlığı vurgulamak için kullanılabilir. Çok çalışkan elemanların bulunduğu bir sigorta, temizlik vb. hizmet sektörlerinin tanıtımları için bir araç olabilir. 
      Fotoğraf 2.1.1: Tanıtım alanında kullanılabilecek bir doğa fotoğrafı örneği (Fotoğraf: Kemal Evin)


İnsanların günümüzde doğaya olan özlemi, sağlıklı ve doğal olan ürünleri kullanmak istemesiyle tanıtım alanında doğa fotoğraflarından sıkça yararlanılır. Örneğin, müşterilerin ambalaj ında bitki fotoğrafı olan bir ürünü almak istemesi veya tatil için gideceği yere müthiş manzara fotoğraflarının bulunduğu bir ilanı görerek karar vermesi.
Reklamın temeli aslında görseldir; bir slogan bile beynimizde bir görüntüye neden olur. Reklamı ya da tanıtımı yapılacak olan ürün ya da hizmeti, gösterecek olan fotoğraftır. Bu yüzden fotoğraf, tASArım, teknik ve estetik açıdan çok iyi çözümlendiyse oluşturacağı etki her zaman amacına ulaşacak ve etkili olacaktır.
İnsanlarda ürünü ya da hizmeti satın alma güdüsü onların illüstrasyonları veya fotoğraflarıdır. Çünkü görüntü, herkes tarafından kolay anlaşılabilen evrensel bir öğedir. Ürünün niteliklerini görüntüyle sunmak, sözlerle anlatmaktan daha etkili ve hızlıdır. Ayrıca görünen bir nesne okunularak sunulana göre daha çok akılda kalıcıdır. Fotoğraf, ürün veya hizmeti en gerçek hâliyle hedef kitleye ulaştırır. Reklam sektöründe fotoğraf, görsel ve gerçek bir kanıt oluşturabildiğinden dolayı ikna edicidir. Dergilerdeki reklamların ve reklam panolarının % 80’i fotoğraf kullanılarak çözümlenmiştir


Araştırma


Günümüzde fotoğrafçılık mesleği bir sanat ve haberleşme aracı olarak ilerlerken; optik aygıtların gelişmesi sonucu astronomi, mikrobiyoloji, histoloji vb. bilim dallarında da giderek artan biçimde kullanılmaktadır.
    Fotoğraf 2.1.2: Araştırmalar için kullanılabilecek bir doğa fotoğrafı örneği (Fotoğraf: Armağan Bice)


Tıbbi, biyolojik, zoolojik, jeolojik araştırmalar yapan kurumlar, çalışmalarının daha anlaşılır ve sürekli olması için görsel kayıtlar ve arşivler oluşturarak fotografik belgelemeler yapmaktadırlar. Araştırmalarda elde edilen fotoğraflar tanımlamaları desteklemekle kalmaz, aynı zamanda da detayların gözden kaçırılmasını da engelleyebilir. Nadir bulunan ve soyu tehdit altındaki türler söz konusu olduğunda konunun zenginliği, fotoğrafın zenginliğinden daha önemlidir.


Basın Yayın vb.


Gazete, dergi ve televizyon üzerine inşa edilen medya sayesinde, iletişim tüm dünyada hayat görüşlerini, yaşam biçimlerini, tüketim anlayışlarını, kültürel - folklorik göstergeleri ve toplumsal değişimi göstermektedir.
             Fotoğraf 2.1.3: Haber için kullanılabilecek bir doğa fotoğrafı örneği (Fotoğraf: Kemal Evin)


Kitle iletişim araçları haber verme, eğlendirme, eğitme, bilgilendirme ve toplumsal değerlerin devamlılığını sağlamak için “görüntüden” yararlanırlar.
Medya, görsel imgeleri topluma sunarak toplumun yaşama ilişkin gerçeklere haber fotoğrafları aracılığıyla bakmasını sağlar. Haber fotoğrafı gerçekliğin belgelenmesidir. Fotoğraf haberin içeriğine uygun olarak kullanılır. Bu sayede görsel belgeler oluşur ve tarihe yerini bırakır. Bitkiler, hayvanlar, coğrafi bölgeler, doğal oluşumlar hakkında yazılan yazılar, haberler, fotoğraflarla birlikte bir bütün olarak insanlara sunulur. Örneğin, kelebeklerin hayatlarını anlatan bir yazıda resimdeki fotoğrafın kullanılması.


Belgesel


İnsanların kültürlerinin, yaşam biçimlerinin, toplumsal değerlerinin, siyASAl ve toplumsal hareketlerinin, toplumun kendisine veya bir başka topluma aktarılması yani yaşanılan gerçeklikler belgesel fotoğrafçılığın konularıdır. Bu tarzda fotoğrafçının fotoğrafı kendi bakış açısıyla yorumlayıp aktarması söz konusudur.
                                   Fotoğraf 2.1.4: Belgesel fotoğrafı örneği (Fotoğraf: Kemal Evin)


Belgesel fotoğraflar herhangi bir olayı, tarihi ve sorunu belgelemek amacıyla kullanılır. Toplumsal bir soruna yaklaşımda “söz” unutulup giderken “görüntü” hem kalıcı olabilmekte hem de sorunun çözümü ve ortadan kaldırılması konusunda birer kanıt oluşturmaktadır. Çağının sorunlarına tanıklık ederek toplumsal bir bilinç oluşturmak, belgesel fotoğrafçılığın görevidir.
Belgesel fotoğrafçılar farklı coğrafyalarda olup biten gerçekler hakkında toplumların bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve kamuoyu oluşturulmasında öncü rol üstlenmişlerdir. Olayları görüntülemek belgelemek ve diğer insanlara aktarmak belgesel fotoğrafın görevidir. Belgesel fotoğraf, bir olayın fotoğrafa yansıtılması şeklinde algılanabilir veya zaman, mekân, olay ve kişilerin değişimini göstermektedir.
Doğada bulunan canlı organizmaların (nesli tükenmeye yüz tutmuş canlılar), doğal oluşumların (Peri bacaları, Pamukkale) zamana yenik düşmemesi ancak belgesel fotoğrafçıların toplumsal bilinç oluşturması ile mümkündür. Belgesel fotoğrafı etkili kılan doğrudan doğruya fotoğrafı çeken kişinin konuya bakış açısı, kompozisyonu ve yorumudur.
Doğa fotoğrafı içinde özgün bir alan da Yabanıl Hayat (Wıld Life) fotoğrafıdır. Bir doğa fotoğrafının yabanıl hayat fotoğrafı olması için bir veya daha fazla sayıda canlı organizmanın ya kendi ortamlarında ya da uyum sağladıkları doğal ortamlarda görüntülenmeleri gerekmektedir. İklim ve coğrafya koşullarına dikkat edilerek bilgi ve deneyimi birleştirmek önemlidir. Ancak iyi teknik ekipman, fotoğrafçılık bilgisi ve hayvan davranışı bilgisi ile yabanıl hayat fotoğrafları çekilebilir.


Sanatsal vb.


Doğa fotoğrafçısı fotoğrafın kendi içindeki kuralları ve estetik değerlerinin vurgulanması kaygısı ile fotoğraf çeker. Dolayısı ile fotoğrafın çekimi sırasında konu arayışı, bakış açısı, ışık, kompozisyon, renk, hareket gibi sanatsal ve estetik değerlere önem vererek çalışmasını kurgular.
Yaşam koşullarının giderek zorlaşması, değerlerin kaybolması ve doğanın yok edilmesine karşın bu güzellikleri diğer insanlara ulaştırarak sorunları dile getirmek, çözüm bulmak amacındadır doğa fotoğrafçısı. Bir ressam ya da müzisyende aslında aynı amaç içindedir. Fotoğraf sanatçısı estetik değerleri kullanarak anlatmak istediği mesaj ı kurgular. Sergiler kataloglar aracılığı ile tüm bu güzellikleri insanlara ulaştırır. Aklın, gözün, duyguların bir makine aracılığı ile birleştiği andır fotoğraf. Fotoğrafçı ulaşmak istediği kitleye bir araç olan fotoğrafla ulaşır. Bu ulaşımı bir anlam içerir. Anlam iletişimin anahtarı, iletişim sürecinin odak noktasıdır. Bir film, yönetmenin anlatmak istediklerini; bir resim, ressamın bakış açısının; bir şiir, ozanın duygu ve düşüncelerinin anlamını taşır; bir fotoğraf da fotoğrafçının bakış açısının ve düşüncelerinin anlamını taşır. Yaşamın anlamını kavramak, dünyayı anlamlı kılmak isteriz.
Hobi, kişinin normal yaşantısında yapması zorunlu olduğu şeylerin dışında başka, mutluluk veren uğraşlarla ilgilenmesidir. Kişinin rahatlamasını sağladığı gibi çoğu zaman kendini tanımasında da yardımcı olur. İnsanların ilgilenebileceği birçok hobi vardır. Bunlardan birisi de fotoğrafçılıktır. Amatör fotoğrafçıların en çok ilgisini çeken konular doğa fotoğraflarıdır. Bu alanda araştırmalar yaparak kendini geliştirirse fotoğrafı sanatsal ve estetik değerleri katmayı öğrenebilir. 


                                  Fotoğraf 2.1.5: Sanatsal fotoğrafı örneği (Fotoğraf: Kemal Evin)


Doğa Fotoğrafının Çekim Teknikleri


Işık


Fotoğraf bildiğimiz gibi ancak ışık ile gerçekleşebilir. Işığın konumuzun üzerindeki etkisini çok iyi incelemeliyiz. Pozlandırma ile ilgili değişik teknikler ve öngörülen yöntemler olmakla beraber bu işlem sırasında fotoğrafçının duyguları ve kendisinin konuyu nasıl görüp göstermek istediği de çok önem kazanmaktadır. Dolayısıyla fotoğrafçı doğru poz değerlerine kendi tecrübesi ve istekleri doğrultusunda değiştirebilir. Bir fotoğraf, yeteri kadar ışık almalıdır. Işık, bir fotoğrafçı için çok önemlidir. Bu sebeple fotoğrafçılar birbirlerine çekime çıkarken "ışığınız bol olsun" demektedirler. Tıpkı bir denizcinin diğerine "rastgele" demesi gibi.
Işığın dört fonksiyonu vardır.
> Konuyu aydınlatır,
> Hacim ve derinliği sembolize eder
> Fotoğrafın atmosferini oluşturur,
> Aydınlık ve karanlık yoluyla desenler oluşturur.
Işık kaynakları açısından iki türe ayrılabilir.
> Doğal ışık: Gün ışığı
> Yapay ışık: Herhangi bir ışık kaynağından gelen ışık
Doğa fotoğrafında ışık denilince doğal ışıktan yararlanmak düşünülür. Bunun için de doğal ışığın en güzel olduğu saatleri iyi değerlendirmek gerekir. Sabahın ilk ve akşamın son saatleri doğa fotoğrafı için en uygun saatlerdir. Yani güneş ışınlarının yeryüzüne yatay olarak geldiği ve sıcak tonlara sahip olduğu saatlerde fotoğraflar için ilginç bir ambiyans sunulabilir. Akşamüstü ışık çok hızlı değişir. Bu hızlı değişimin sonucu olarak da bize çok çeşitli fotoğraf olanakları sunar. 
Güneş ışınlarının yeryüzüne dik olarak geldiği öğlen saatleri, neredeyse hiç bir fotoğraf konusu için uygun değildir. Çünkü her şeyin sert gölgeleri oluşur ve kontrast çok yüksektir. Böyle bir ışık altında insan gözü görse bile, film gölgede kalan bölgelerdeki ayrıntıları kaydedemez. Böylece fotoğraflarda simsiyah bölgeler oluşur.
Ayrıca yağmurda ve sonrasında doğa en güzel hâlindedir. Özellikle, yağmurdan hemen sonra renkler daha parlak ve canlı olur. Yaprakların üzerindeki yağmur tanelerinin ışığı kırması ve yansıtması sayesinde çok güzel görüntüler yakalayabilirsiniz.
                         Fotoğraf 2.2.1: Ters ışığın etkili olduğu bir fotoğraf (Fotoğraf: Armağan Bice)


Işığın dört temel özelliği vardır.
Bunlar, parlaklık, yön, renk ve kontrasttır. 


Parlaklık
Rengin ne kadar ışıkla göze göründüğünü anlatır. Renklerin ışık yansıtma boyutudur. Işığın yoğunluğunun ölçüsüdür. Bir pozometre yardımı ile ölçülür. Pozu belirler, kameranın elde mi tutulacağına, sehpaya mı bağlanacağına karar vermekte yardımcı olur. Fotoğrafın rengini ve atmosferini belirler. Parlaklık, kar ile kaplı alanlar ve buzullarda görülebilecek şiddetten, yıldızsız bir gecenin karanlığına kadar farklılıklar gösterir. Sadece pozu etkilemez, fotoğrafın renk yorumunu da belirler.


Yön
Düşen ışığın yönü, gölgelerin pozisyonunu ve yoğunluğunu (miktarını) belirler Doğa fotoğrafçılığında kullanılan, genel aydınlatma yönlerine göre ışık;
Yanal Işık
Işık kaynağı konunun yan tarafındadır. Ön taraftan ziyade hafifçe arkaya kaymış durumdadır. Üç boyutluluk izleniminin ve renk veriminin iyi olması için sıkça başvurulan aydınlatma şeklidir. Yan ışık, kullanılması kolay bir şekildir ve daima iyi sonuç verir.
Ters Işık
Işık kaynağı az veya çok konunun arkasındadır ve onu arkadan aydınlatır, gölgeler kameraya doğru uzar. Diğer aydınlatma şekillerine göre konu kontrastı daha yüksektir. Bu özelliği ters ışığı renkli fotoğraf için çok uygun olmadığını gösterir. Diğer taraftan bütün diğer aydınlatma şekillerine göre daha inandırıcı bir mekân ve derinlik hissi verir. Renkli çalışan fotoğrafçılar ters ışık kullanımı zor fakat iyi kullanıldığı zaman insanı ödüllendiren bir şekil olarak düşünürler.
Hemen hemen değişmez bir biçimde ters ışık yan ve önden aydınlatma kullanımı olağanüstü güzellikler ve ifadeler dünyasının kapısını aralar. En dramatik ışık formudur. İfade ve atmosfer kuvvetlendirmede sahipsizdir.
Tepe Işığı
Işık kaynağı az çok konunun üzerindedir. Diğer aydınlatma şekilleri arasında en az fotojenik olanıdır. Çünkü düşey yüzeyler doğru renk verimi için yeterince aydınlanmazlar. Gölgeler çok küçüktür ve derinlik ifadesi veremeyecek şekilde görüntüde yer alır. Dışarıda bu tipik öğle güneşi ışıklarıdır. Fotoğrafa yeni başlayanlarca parlak ve güzel bulunduğu için tercih edilir.


Renk
Beyaz ışığın prizma iye tayflar halinde renklere ayrılmasıdır. Rengin saflığı ve doyumu rengin kalitesini belirler. Siyah ve griler yani gölgeler rengin doyumunu etkiler.  


Kontrast
Bir ışık kaynağının yaydığı ışığın konu üzerindeki kontrastını belirleyen faktörler öncelikle konu, ışık kaynağı mesafesi ve ışık kaynağının konuya göre etkili ya da geçerli boyudur. Konu ışık kaynağı mesafesi arttıkça ya da ışık kaynağının konuya göre etkili ya da geçerli boyu azaldıkça ışık kaynağının yaydığı ışınlar birbirlerine paralel hâle gelir.
   Fotoğraf 2.2.2: Kontrast sorunu olan bir fotoğraf ve doğru pozlanmış örneği (Fotoğraf: Kemal Evin)


Bu da ışık ve ışığın yarattığı gölge arasındaki yoğunluk farkının artmasına ve ışık - gölge arasındaki geçiş bölgesinin daralmasına yol açar. Işık-gölge arasındaki geçiş bölgesi azalırsa kontrastlık artar.
Kontrast Sorunu Nasıl Oluşur?
Koyu gölgelerin ve parlak bir gökyüzünün aynı fotoğrafta çekersek ya gökyüzü patlayarak bembeyaz olacaktır, ya da ön plandaki dağ, taş, deniz vb. kopkoyu çıkacaktır. Çekilecek karenin, en açık bölgesiyle en koyu bölgesi arasında 2 stoptan fazla ışık farkı varsa, o fotoğraf iyi sonuç vermez.


Neler Yapılabilir?


> Aydınlık bölgeden ölçüm yapınız ve yarım stop kadar az pozlama yapınız. Böylece koyu bölgeleri doygun bir siyaha dönüştürmüş olursunuz.
> Aydınlık bölgelere olabildiğince az yer vererek, koyu bölgelere göre pozlama yapınız. Çok açık çıkacak olan aydınlık bölgelerin rahatsız ediciliğinden ancak onlara çok az yer vererek (daha da iyisi hiç yer vermeyerek) kurtulabiliriz.
> Aydınlık ve karanlık bölgelere hemen hemen aynı oranda yer vererek, ama aynı zamanda açık bölgeleri dengelemek için degrade gri bir filtre kullanarak bu sorunun önüne geçebilirsiniz. 


Not: Bir fotoğraf sadece çok ışık aldığında bozulmaz, az ışık alınca da bozulur. Fotoğrafın en iyi hâli, ışığı en güzel almış hâlidir. Ne çok fazla, ne çok az. Bazen ışığı bilerek azaltıp / artırarak efektler yaratılabilir. Yani ışığın seçimi, tamamen fotoğrafçının "ne yapmak istediğine" bağlıdır.
Işığı doğal yollardan azaltamıyorsak, makinenin pozlama süresi ve diyaframı ile oynayarak azaltabiliriz. Bazen güneş ışığı bile doğal yollardan azaltılabilir. Örneğin, güneşin bulutların arasına girmesi beklenerek, daha hoş bir ışık ortamı sağlanabilir veya hoş gölgeler / ışıklar oluşturabilecek yansıtıcı veya şemsiyeler kullanabiliriz.


Işığın Çok Olduğu Durumlarda Dikkate Alınacak Bazı İpuçları


> Eğer konunuz doğrudan gelen güneş ışığı altında ve çok keskin kontrastlı ise bir şemsiye, geniş bir bez ya da yanınızda bu işe yarayacak başka bir şey ile güneş ışığının doğrudan nesne üzerine düşmesine engel olabilirsiniz.
> Yansıtıcı paneller vasıtasıyla konunuzun istediğiniz gibi aydınlanmasını sağlayabilirsiniz. Üzerini alüminyum folyo ile kaplayacağınız kalın bir karton parçası kolaylıkla yansıtıcı işlevi görebilir.
> Hiç ışık almayan bir ortamda güneş ışığını bir ayna yardımı ile yansıtarak kullanabilirsiniz.
> Açık havalarda, günün öğle saatlerinde fotoğraf çekmekten kaçınmalısınız. Sabah erken saatleri ile akşam geç saatleri tercih etmelisiniz. Özellikle gün ışığının iyice yatay geldiği ve nesnelerin üzerinden yansıyan ışığın nesneleri turuncu renge dönüştürdüğü saatler çekim yapmak için en güzel zamanlardır.
> Kapalı havalarda ışığın homojen olduğu zamanlardır, günün her saatinde fotoğraf çekilebilir.


Hareket


Hareketli konuları örtücü perde ile net ya da flu çekilmesini sağlayabilirsiniz. En sık başvurulan yöntem, yüksek enstantane kullanarak hareketi dondurmaktır. İnsan gözünün algılayamayacağı kadar kısa süreli bir anı ölümsüzleştirmeye çalışmak doğallık dışında fotoğrafa bir şey katmaz. Çünkü hareket durağan bir fotoğrafla verilemez. Bu nedenle fotoğrafta yavaş enstantane değerleri kullanarak hareket ediyormuş duygusunu verebiliriz.
Eğer bir akarsu fotoğrafı çekiyorsak, suyun hareketini daha iyi verebilmek için üçayak üzerinde düşük örtücü hızı (1/4 veya daha aşağısı enstantane) kullanmak iyi sonuçlar verecektir. 
                                   Fotoğraf 2.2.3: Hareketi dondurma tekniği (Fotoğraf: Kemal Evin)


Yüksek enstantane kullanılarak çekilmesi gereken birçok konu vardır ve bu şekilde çekilen çok başarılı fotoğraflar da bulunmaktadır. Bu durumda bütün fotoğraf net olmalıdır. Konusu nedeniyle hareket izlenimi net olarak verilebilir. Denizdeki dalgalar, uçan kuşlar, rüzgârdan eğilen ağaçlar gibi.
Bu tür konuları görüntülerken özel bir anlatım tekniğinden yararlanmak, “panning” olarak bilinen “kaydırma tekniği”ni uygulamak gerekir.
Havadaki konuları dondurmak, yerdeki konuları ise kaydırma tekniği ile çekmek uygundur.


Kaydırma Tekniği (Panning)


Fotoğrafa hız efekti vermek istediğimizde, bakış yönümüze dik olarak gerçekleşen hareketlerin görüntülenmesinde kullanılan etkili bir yöntemdir. Koşan bir leopar, yağmurun hareketi, kaydırma tekniğinin konusu olabilir. Yani bakış açımızda soldan sağa veya yukarıdan aşağıya da tam tersi hareket halinde konular olmalıdır. 
Kaydırma tekniği uygulamak istediğinizde düşük enstantane kullanılmalıdır. Örn. 2, 4, 8 ve 15 enstantaneler, bu etki üzerine alıştırmalar yapabileceğiniz değerlerdir. En başarılı enstantanenin hangisi olacağını her fotoğrafçı kendisi deneyerek bulabilir.
İşte işin püf noktası: Hareketi, yönünü ve hızını doğru tespit ederek, hareketle aynı yönde fotoğraf makinesini kaydırmak.
Kaydırma denilen bu yöntemin en önemli özelliği hareket eden konuyu hareketsiz, aslında hareketsiz olan arka planı ise hareketliymiş gibi bulanık göstermesidir. Bu anlatım tekniği, hareket eden konunun fondan sıyrılarak öne çıkmasını sağlar. Bu işlemi, fotoğraf makinesini elde tutarak yapabileceğiniz gibi, bir Tripot üzerine bağlıyken de yapabilirsiniz.
Bunu yaparken, konuyu sürekli olarak kadraj ınızın içinde aynı noktada tutmaya çalışmalısınız. Konunun net ve belirgin olabilmesi için bu gereklidir. Konuyu bir süre izledikten sonra ve fotoğraf makinesini de aynı hızda kaydırırken deklanşöre basın. Bu tekniğin doğru olarak uygulanabilmesi için fotoğraf makinesinin, deklanşöre basıldıktan sonra da konuyu düzgün bir biçimde izlemesi gerekir.


                              Fotoğraf 2.2.4: Hareketi kaydırma tekniği (Fotoğraf: Armağan Bice)


Kaydırma tekniğinde kullanılması gereken düşük enstantane değeri birkaç değişkene bağlı olarak değişir.
> Hareketin hızı: Hızlı bir hareket söz konusuysa “görece” yüksek bir enstantane, düşük hızlı bir hareket söz konusuysa “çok düşük” bir enstantane kullanılmalıdır. Örneğin, Koşan bir çita ile geyik için aynı enstantane değerini kullanmak doğru olmaz.
> Konunun uzaklığı: Konu bize çok yakınsa, hareketin açısal hızı oldukça yüksek demektir. Yani “görece” yüksek bir enstantane değeri gerekir. Oysa konu bizden uzaklaştıkça açısal hız azalacağından, oldukça düşük değerler kullanmak gerekir.
> Odak uzunluğu: Uzun odaklı bir tele objektif kullanmakla, kısa odaklı bir geniş açılı objektif aynı enstantane değerinde farklı etkiler yaratırlar. Örneğin: Tele objektif için düşük bir değer geniş açı için o kadar düşük değildir.
Geniş açı için 1/2 saniye istediğimiz etkiyi verebilirken, tele için bu değer çok düşük kalabilir. Ama genel olarak, uzun odaklı bir objektif kullanırken yüksek enstantane kullanmamız gerekir.
> Filmin ASA’sı: Havanın açık olduğu bir öğlen vakti, ortamdaki ışık o kadar yüksek olacaktır. Bu nedenle düşük ASA’lı film kullanmak gerekir.


Konunun Dondurulması


Konuyu dondurmak istediğinizde ise 1000, 2000, 4000 gibi yüksek enstantaneler kullanılabilir. Bu değere karar verebilmek için konuyu çok iyi izlemeniz gerekir.
Işığın yetersiz olduğu ortamlarda hareketli konuları çekmek istediğinizde, uzun süreli pozlandırmalar yapmanız gerekir. Örneğin, bir gece fotoğrafı çekmek istediğinizde, Tripotun üzerine bağlayacağınız makinenizin enstantanesini 30 saniye gibi bir süreye (ya da B konumuna) ayarlamalısınız. Dağlarda ve yaylalarda da farklı gece fotoğrafları çekilebilir. Havanın kapalı olmaması şartıyla, çok uzun süreli pozlandırmalarla yıldızların fotoğrafları çekilebilir. Makineniz Tripota bağlı iken 15 dakika, yarım saat, bir saat gibi çok uzun süreli pozlandırmalar ilginç sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu süre içinde, dünyamız kendi çevresinde hareket ettiği için yıldızların film üzerinde uzadıklarını ve çizgi hâline gelmeleri çok hoş etkiler verebilir. Çıplak gözle görülemeyecek bu etki, çok ilginç fotoğrafların oluşmasına neden olur. 
                               Fotoğraf 2.2.5: Hareketi dondurma tekniği (Fotoğraf: Kemal Evin)


Fotoğrafta Hareketin Farklı Amaçlarla Kullanımı


> Hareket, özneyi daha iyi vurgulamak ve ön plana çıkarmak için kullanılır. Bu durumda özne hareketlidir ve fotoğrafçı, ya özne ile aynı hızda giden bir taşıt içindedir ya da sabit durur, fakat makinesiyle hareketli nesneyi izler.
Bu şekilde amaçlanan, aslında durağan olan fondaki görüntüyü hareketli, hareket içinde olan özneyi ise hareketsiz yakalamaktır. Bu sayede hareketli nesne flu olan fondan iyice ayrıştığı için vurgu yapılabilir.
> Hareket özneyi önemsizleştirmek için kullanılır. Önemli olan fotoğrafta içerilen mekân ise ve odağı başka bir yere çekecek herhangi bir hareketli özne varsa, hız iyice düşürülür ve bir hayalet-görüntü elde edilir. Burada amaç, hareketli görüntüyü siluet-şekil hâline getirmek ve vurguyu fondaki genel mekân üzerine odaklamaktır.
> Hareket hız duygusunu vurgulamak için kullanılır. Bu süreçte seçilen hızın önemi vardır, çünkü çok düşük hızlarda izler çok uzar ve hareketten çok belirsizlik oluşur. 


Film Seçimi


Daha önceki konularımızda film çeşitleri hakkında bilgi sahibi olmuştuk. Siyah-beyaz, renkli negatif, renkli pozitif filmlerden hangisini çekim için kullanacağımıza karar vermemiz gerekli. Siyah beyaz ve renkli negatifler baskı yapmak için, renkli pozitifler (saydam filmler) ise projeksiyon makinesinde gösteri amaçlı kullanılır. Filmler değişik hızlardadır ve ASA, ISO numaraları ile gösterilir.
Her tür film, doğa fotoğrafçılığı için kullanılabilir; ama doğadaki yeşil, mavi gibi tonlara daha duyarlı olan filmleri seçmekte büyük yarar vardır. Genel amaçlı filmleri de kullanabilirsiniz. Fujichrome Velvia ve Kodak Ektachrome E100VS gibi renk doygunluğu yüksek filmler doğa fotoğrafçılığı için en uygun filmlerdir. Ayrıca siyah-beyaz ve renkli negatif filmler de kullanarak çok etkili görüntüler yaratabilirsiniz.
> Renkli Film Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Hangi amaç için kullanılacağına karar verilir (Dia veya baskı).
Emülsiyon hızı (Emülsiyon hızı yükseldikçe gren ölçüleri de artar.)
Filmlerin kutusu filmin duyarlılıkları hakkında bilgi verir. Her film markasında değişik boyama kullanılır. Bu da farklı renkler oluşmasına neden olur. Filmlerin içinde bulunduğu karton kutularının renkleri filmlerin duyarlı oldukları renkler için ipucu verecektir (renkli negatif ve dia için). Bir markanın kutusunun renkleri sarı ve kırmızı ağırlıklıdır. Bu renkler, filmin bu iki renge duyarlı olduğunu, bu renkleri çok daha iyi tespit ettiğini gösterir.
Yani, sonbaharda doğa fotoğraflarını bu filmle çekmeniz daha isabetli olacaktır. Bir başka filmin kutusu yeşil ağırlıklıdır. Bu da yeşil tonlara karşı çok duyarlı olduğu anlamını taşımaktadır. O halde ilkbaharda doğa çalışmalarınızda bu filmi kullanmanız daha isabetli olacaktır. Diğer renkli filmler çeşitli emülsiyon tabakalarından meydana gelir. Mavi ışığa, yeşil ışığa ve kırmızı ışığa hassas olmak üzere 3 emülsiyon tabakası vardır.
Doğa fotoğrafı, için eğer gün ışığı kullanılacaksa maviye hassas filmler tercih edilebilir.
Renk Isısı: Işık kaynaklarının verdiği renk. Örneğin, bir objenin farklı ışıklarla çekildiğinde (gün ışığı, masa lambası, gaz lambası, mum ışığı vb.) fotoğrafın renginin değişmesi.
Renk ısısının ölçü birimi Kelvin (K)’dir. Bir ışık kaynağının renk ısısı arttıkça mavi renk artar, kırmızı renk azalır. Renk ısısı düştüğünde ise kırmızı renk artar mavi renk azalır. Yani mum ışığının renk ısısı düşüktür ve kırmızı renk hakimdir.
                  Fotoğraf 2.2.6: Maviye hassas filmle çekilmiş bir örnek (Fotoğraf: Armağan Bice)


Renkli fotoğrafçılıkta iki temel ışık kaynağı vardır. Gün Işığı ( daylight), yapay ışık (tungsten light). Gün ışığının renk ısısı 5400K ve yapay ışığın renk ısısı ise 3400 K olarak belirlenmiştir. Doğa fotoğrafında, günışığında yapılan çekimlerde doğru renkleri elde edebilmek için filmin gün ışığı filmi olması gerekir. Renkli negatif filmlerde ortaya çıkan renk bozulmalara kart baskısı esnasında düzeltilebilir. Saydam filmlerde ise renk ısısı çok önemlidir. Saydam filmlerde koyunun rengi pozlandığı ışık ortamına uygun ortaya çıkar. Sonradan düzeltmek mümkün değildir. Bu nedenle bütün saydam filmler renk ısısına göre iki türde üretilir: Gün ışığı ve yapay ışık.
                   Fotoğraf 2.2.7: Renk ısısı düşük kırmızı hakim bir fotoğraf (Fotoğraf: Armağan Bice)


Diğer Araç Gereç ve Malzemeler Doğa Fotoğrafı Çekiminde Dikkat Edilmesi Gereken Koşullar


> Size gerekli olacak her türlü araç gereç ve teknik donanımınızın listesini yapıp bunları temin ettikten sonra yola çıkınız.
> Fotoğrafını çekeceğiniz obje veya objeler için yeterli bilgi toplayınız. Örneğin bir kardelen fotoğrafı çekecekseniz, kardelenleri nerede, hangi mevsimde ve hangi çeşidini bulacağınızı öğreniniz. Veya manzara fotoğrafı çekecekseniz, beyninizdeki manzaranın hangi mevsimde nerede bulunacağını öğreniniz. Gideceğiniz yerin o günki meteorolojik durumunu da öğreniniz.
> Koruma alanı olan bölgelerde çekim izni almayı unutmayınız. Hassas yaşam biçimlerinin ihtiyaçları konusunda bilgi, sahibi olunmalıdır. Ortama müdahaleci faaliyetler, en az düzeyde tutularak dikkat edilmelidir. 
> Yerel ya da ulusal doğayı koruma şartları varsa, bunlara uyunuz. Çevreye, bitkilere ve hayvanlara zarar vermeyiniz. Çiçeklerin tozlaşma ve döllenme ortamlarını yok etmeyiniz.
> Sabırlı olunuz, emek harcayınız. Olmaz ise tekrar gelirim diye düşünmeyiniz.
> Objelerinizi doğal ortamı ile beraber görüntüleyiniz. Eve götürüp stüdyoda çekmeyi düşünmeyiniz.
> Fotoğrafçılık ile ilgili bilgilerinizi hatırlayıp, eksik veya yetersiz kaldığınız durumları not edip, öğrenme yollarına gidiniz. Çekimi yaparken diyafram enstantane değerlerini günün hangi saatinde çekim yaptığınızı, kullandığınız filmi vb. özellikleri not tutunuz.
> Yakın çekimlerde doğallığı bozmadan arka planda düzeltmeler yapınız. Çünkü en ufak bir ışık yansıması, parlama veya ilgisiz dikkat dağıtan bir nesne tüm emeklerinizi boşa çıkarır.
> Fotoğrafınıza renk katacak ayrıntılar yaratın. Örneğin, su damlaları, çise veya ince tüyler.
> Işığın daha az olduğu koşullarda üçayak (tripot) kullanınız.
> Hareketli çekimler için hareketin yönü ve hızını dikkatle inceleyiniz.


Doğa Fotoğrafının Nitelikleri


Amaca Uygunluk Açısından
Manzara fotoğrafları, panoramik görüntüler, yakın plan bitki çekimleri, vahşi hayat hayvan fotoğrafları doğa fotoğrafının konularındandır.
Doğa fotoğrafının amacı, bitki örtüsü, hayvanlar ve jeolojik oluşumların insan tarafından oluşturulmamış ve insan izi taşımayan doğal bir ortamda fotoğraflanmasını teşvik etmektir. İçinde insan ve çevresinin izlerini taşıyan fotoğraflar mükemmel olarak kabul edilemez. Ama küçük ve önemsiz kabul edilebilecek insan izlerini kullanmamızda bir sakınca yoktur. Amaç fotoğrafçıların bitki örtümüze, hayvanlarımıza ve jeolojik oluşumlarımıza saygı göstermelerini ve insan izlerini ortadan kaldırmak ya da hiç olmazsa bunları en aza indirgemek için fotoğrafik becerilerini kullanmalarını teşvik etmektir.
Amacın sadece fotoğrafların sergilenmesi değil de, fotoğrafçıların doğal dünyayı duygu, hassasiyet ve gerçeklikle kaydetmelerini özendirmek olduğu düşünülmelidir.
Kaybolmakta olan şeylerin acilen kaydedilmesi gerektiğinden dolayı, bunu teşvik etmeliyiz. Amacımız doğa konularını görüntülemek ve insanlarla, onlara özgü ortamların görüntülerini de başkalarına bırakmaktır.
Teknik arayışların ardından estetik arayışlar, fotoğrafın toplumsal yönünü ve işlevini de gündeme getirmiştir. Kısa zaman içinde fotoğraf, toplumun bilgilenmesini, gelişmesini, değişmesini ve iletişim kurulmasını sağlayan bir araç olmuştur.


Teknik Açıdan
Her konu kendine ait teknik gerektirir. Doğa fotoğrafları çekerken farklı objektifler kullanarak, enstantane diyafram ilişkisi ile hareketi ve dondurma tekniklerini kullanarak, film seçimini doğru yaparak çok farklı sonuçlar elde edebilirsiniz.
Yakın plan çekimlerde kısık diyafram değerleri, makineyi elde tutarak çekim yapamayacak kadar düşük enstantaneler kullanmaya zorlayacağından, Tripot ve kablo deklanşör (ya da uzaktan kumanda) kullanmanız gerekir. Bu sayede netlik ve keskinlikten sorun yaşamazsınız.
Doğa fotoğrafında kullanılan ışık doğal ışıktır. Konu çekimlerinde doğru zamanda doğru yerde olmak önemlidir. Su damlaları, çise veya ince tüyler gibi ayrıntıları yakalamak için yağmur sonrası beklenilebilir.
Geniş manzara çekimlerinde net alan derinliğini arttırarak hem uzaktaki hem de size yakın konuların net olmasını sağlayın. Bunun için geniş açılı objektif ve kısık diyafram (16, 22 gibi değerler) kullanınız.
Orijinal görüntü fotoğrafçı tarafından çekilmiş olmalıdır. Orijinal görüntüye yapılacak her türlü müdahale ve değişiklik, hataların hafif bir rötuşu ile sınırlı olup, orijinal görüntünün içeriğini değiştirmemelidir.


Görsel Açıdan
Doğa fotoğrafı çekerken konunun belirli kompozisyon kurallarına göre düzenlemelerinin yapılması doğru olur. Yakın çekim bitki fotoğrafları için fotoğrafçının bütün konuyu düzenlemesi gerekir. Etkili manzara fotoğrafları için ışıklandırma, kompozisyon ve görüş açısı bilgilerine sahip olması gerekir.
Kompozisyon
Fotoğrafı anlatan tüm anlatım öğelerinin belli bir çerçeve içinde, anlatımı etkili kılacak izleyicinin duygu ve düşünceleri ile anlatılanı paylaşmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesidir.
Bu düzenleme belirli bir sanat disiplinine göre uygun ve estetik dozda yapılmalıdır. Fotoğraf hep belirli bir çerçeve içinde vardır. Fotoğrafı bu çerçeve içine yerleştirirken dikkat etmemiz gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallar kısaca şunlardır:
> Görüş açısı: Kompozisyonu kontrol etmenin en önemli kurallarındandır. Görüş açısını sağdan sola, yukarıdan aşağıya değiştirmek nesnelerin birbirlerine olan uzaklıklarının değişmesine neden olur.
> Ölçeklendirme (1/3 Kuralı veya Altın Kesim): Görüntünün beyinde rahat algılanması amacıyla yapılan bir düzenleme şemasıdır. Fotoğraf karesi sanal olarak yatayda ve dikeyde 3’er eşit parçaya bölünür. Yatay ve dikey çizgilerin kesiştiği 4 nokta ilgi merkezi veya konunun yerleştirileceği alanlardır. Objenin konu ve fon ilişkisi düşünülerek bu noktalardan bir ya da bir kaçına yerleştirilmesidir. Ana konunun çerçeve içindeki büyüklüğü, çerçevenin 1/3’ünü kaplamalıdır. Ufuk çizgisi karenin ortasıda yerleştirilmemeli bölünmüş alanların üçte birine gelecek şekilde düzenlenmelidir.
> Şemalar: Çerçeve içinde karmaşık duran öğelerin belirli bir düzene sokulması ve sadeleştirilmesidir. Çok sayıda öğenin birleşerek basit bir biçim oluşturması amaçlanır. Amaç kompozisyonu dağınıklıktan kurtarıp kolay algılanır basit bir biçimde toparlamaktır. Şemaları X, kare, üçgen, köşegen gibi kategorilendirebiliriz. Bu şemalara göre çekilen fotoğrafların etkileri daha fazladır. Örneğin akarsular “S” biçiminde şema ile karşımıza çıkar.
> Leke: Fotoğrafta renk lekeleri ya da çevresi zıt değerlere sahip ton lekeleri. Fotoğraftaki kontrast değerlere bağlıdır.
> Doku: Nesnelerin kendi yapısal dokuları; taş, ağaç vb. ya da nesnelerin aşırı sıklıkla bir araya gelmeleri. Orman, dalgalar vb.
> Form (Hacim): Üçüncü boyut arayışını sağlar. Cephe ışığı veya ters ışık hacim etkisini azaltır. Yanal ışık, ışık-gölge yardımı ile hacimleri vurgular.
> Renk: Rengin doğruluğu beyaz ışığın altındaki renktir. Işık kaynağının rengi değişince renkler de değişim gösterir. Siyah ve beyaz ışık etkileri ile rengin doygunluğu azarlır ve pastel tonlar oluşur. Çekim yaparken kontrast renkleri bir arada kullanarak renk armonisi düzenlenmelidir. Renkler hislerimizi etkiler, objenin büyüklüğünü ve görüntüsünü farklı algılamamızı sağlar. Örneğin, açık renkli objeler daha büyük görünür.
> Ritim: Belli bir düzene göre benzer elemanları tekrarlama. Ritim görüntüye zenginlik katar, doğrultu ve yön gösterir. Örneğin; dizilmiş ağaçlar.
> Uyum (Armoni): Büyüklüğü, biçimi, hareketi, renkleri, tonları bakımından uyumlu öğelerin bir arada kullanılması.
> Denge: Nesnelerin alanda kapladıkları yer, renk, ışık, ve ton dağılımı  


Eğer film siyah-beyaz ise film banyosu ve kart baskısı çok önemlidir. Karanlık oda çalışmalarında titiz ve dikkatli olmak gereklidir.
Filmin geliştirici banyosu, durdurma banyosu ve saptama banyosu işlemlerini karanlık oda çalışmaları sırasında detaylı olarak incelemiştik. Doğa fotoğrafçılığı için kart seçimi de önemli bir konudur.
> Kart Seçimi
Siyah-beyaz fotoğraf kartları
o Duyarkartlarına göre
0 numara kart
1 numara kart
2 numara kart
3 numara kart
4 numara kart
5 numara kart
olarak sertlik derecelerine ( filmlerde olduğu gibi gren yapılarına-duyarlılıklarına ) göre derecelendirilmişlerdir. 2 numara kart orta sertlikteki ( normal kart) kart olarak kabul edilir. 3 - 4 - 5 numara kartlar sert kartlar ( 5 en sert karttır ), 1 ve 0 numara ( 00 numara kart da vardır ) kartlar ise yumuşak kartlardır ( 0 en yumuşak karttır).
Genel olarak, beklemediğiniz ölçüde koyu çıkmış olan negatifleriniz için yumuşak kartları, açık çıkmış negatifleriniz için ise sert kartlar kullanmanız önerilir. Yumuşak kartlar ince gren kartlardır, sert kartlar ise iri gren kartlardır. Yumuşak ton geçişleri elde etmek için yumuşak kartları, kontrast sonuçlar elde etmek için ise sert kartları tercih etmelisiniz.
o Plastik tabanlı ve kâğıt tabanlı oluşlarına göre
Amatörlerin kullandığı kartlar daha çok plastik tabanlı kartlardır. Ancak, iyi bir sergi çıkartmak kaygısı taşıyorsanız kâğıt tabanlı kartları tercih etmelisiniz.
o Yüzey yapılarına göre
Mat kartlar - yarı mat kartlar ve parlak kartlar olmak üzere üç kısma ayrılırlar. Mat ve yarı mat kartlar, baskı sonrası rötuşlama gereği doğduğunda rötuş yapmak için elverişli kartlardır. Ancak parlak kartlarda bunu yapmak olası değildir. O nedenle amatörlere, daha çok mat ve yarı mat kartlar önerilir.
Belli limitler içinde konunun kontrastını, açıklığını veya koyuluğunu boyut ve kenar oranların çerçevelemesini, perspektifini ve grafik yorumunu kontrol edebilir. Renkli baskıda daha az ışıklandırılarak düzeltmeler yapılabilir. Ayrıca renkleri zenginleştirerek tonların parlak yerleri ağartılabilir veya gölgeli olan yerler kast yapılabilir. Agandizörde filter kullanarak bölgesel düzeltmeleri yapabilirsiniz. 




> Filmlerin Arşivlenmesi
Çekilen fotoğrafların negatifleri, negatif poşetinde dia pozitifler ise film kasetlerinde saklanarak arşivlenir. Negatif poşetleri, negatiflerin içine konabileceği tek tarafı açık şeffaf poşetlerdir. Film kasetleri her bir filmin teker teker içine yerleştirilebilen, üzerine sayı, tarih gibi arşiv sistemlerinin oluşturulabileceği slayt makinesinde izlenmesini kolaylaştıran sert plastik ambalajlardır. Negatifler tarihe veya konusuna göre dosyalanır. Gerektiğinde dosyalardan bulunup yeni baskı yapılabilir. Toz, nem ve ışıktan korunduğu sürece uzun süre negatiflerden tekrar baskı alınabilir.
Not: Hataların önlenmesinin onları düzeltmekten çok daha kolay olduğunu bilen deneyimli fotoğrafçılar, fotoğrafların gerekli değişimleri daha deklanşöre basmadan yaparak kontrol eder.
Dijital Fotoğraf Makinelerinde Filmin Çıkartılarak Baskıya Verilmesi
Dijital fotoğrafçılıkta, film kullanmak yerine SENSOR (algılayıcı) dediğimiz ışığa duyarlı elektronik parçalar kullanılmaktadır.
Analog fotoğraf makinenize dilediğiniz duyarlılıkta film takarak tercihinizi yapabilirsiniz. Fakat, dijital SLR makinelerde genelde bunu yapmanız mümkün değildir. Bu nedenle SENSOR teknolojisi ve seçimi oldukça hassasiyet içermektedir.
Dijital fotoğraf makineleri genel olarak otomatik odaklama ayarlarına sahiptir. Bu tip makinelerde yakın plan, uzak plan gibi kısıtlı odaklama seçenekleri mevcuttur. Ancak yüksek teknolojiye sahip makinelerde daha gelişkin ayar seçenekleri bulunmaktadır.
Profesyonel fotoğraf makineleri çok başarılı bir şekilde ISO 100 - ISO 3200'e kadar geniş bir yelpazede duyarlılıkları desteklemektedirler.


Dijital fotoğrafçılık ile fotoğraf teknolojisinde oluşan yeniliklerden bazıları
> Çektiğiniz fotoğrafı anında görmek
> Evde fotoğraf rötuşlamak
> Internet üzerinden fotoğraf bastırmak
> Internet sayesinde, arkadaşlar ya da aile arasında fotoğrafları paylaşmak
> Evde fotoğraf basmak
> Dijital ortam sayesinde fotoğraflarınızı yanınızda daha kolay taşıyabilmek 


Bellek Kartındaki Görüntülerin Bilgisayara Aktarılması
Dijital kamera üreticileri kullanıcıların kameradan bilgisayara resimleri aktarmaları için çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Bunlar:
Karttan Bilgisayara Transfer
Kamera CompactFlash veya SmartMedia kartlarından birini kullanıyorsa bilgisayara veri aktarımı bir kart okuyucu ve disket sürücü ile gerçekleştirilir.
Kızıl ötesi Transfer
Bazı kameralar kızıl ötesi ışınlarla veri aktarımına imkân sağlayan IrDA (Infared Data Association=Kızıl ötesi) çıkışlarına sahiptir. Bu sistem uzaktan kumandalarla aynı prensipte çalışır. Bu özelliği kullanmak için kameranın ve bilgisayarın IrDA (Infared=Kızıl ötesi) çıkışına sahip olması gerekir.
Kızıl ötesi ile bilgisayarın kablo çıkışlarından biri boş kalır bu da ağırlıktan ve gereksiz kablo kullanımından tasarruf etmeyi sağlar.
Kızıl ötesi ile veri aktarımını ayarların doğru yapıldığına emin olduktan sonra kamerayı bilgisayarın yanına ve birbirine bakacak şekilde yerleştirerek aktarımı gerçekleştirebilirsiniz.
Kablo Transferi
Bu yöntem kablo ile bilgisayarı birbirine bağlar.
Kablolu aktarım için
> Bilgisayarınızı ve fotoğraf makinenizi kapatınız (Cihazlar açık durumdayken bağlantı yapılmaz. Cihaza zarar verebilir.).
> Dijital fotoğraf makinenizi bilgisayara bağlayın. (USB çıkışı üzerinden bağlantı kurun)
> Bilgisayarı ve dijital fotoğraf makinesini yeniden açınız.
                                     Fotoğraf 3.1.2: Dijital fotoğraf makinelerinde kablolu aktarım


                           Fotoğraf 3.1.3: Dijital fotoğraf makinelerinde bilgisayara kablolu aktarım


> Dijital fotoğraf makinesini resim transferi için gerekli uygun moda getirin.
> Resim transfer programını çalıştırın veya disc üzerinden kopyalama yaparak yüklemeyi gerçekleştiriniz.


Başarılı Bir Yükleme İşleminin Püf Noktaları
Eğer dosyalarınızı kızılötesi veya kablo aracılığıyla gerçeklertiriyorsanız bazı problemlerle karşılaşabilirsiniz. 
 > Dijital fotoğraf makinesi ile verilen yazılımı bilgisayara yükleyin.
> Kullandığınız programın kamerayla irtibat kurup kurmadığını kontrol edin.
> USB çıkışı ile bağlanıyorsanız sistemde USB çıkışının çalışıp çalışmadığını kontrol edin.
> Dijital kameradan bilgisayara aktarma yaparken bilgisayar size dosya formatı seçme olanağı sunar ya da bunu otomatik olarak gerçekleştirir. Dosya formatı verileri depolama yolunu simgelemektedir. Bazı fotoğraf işleme programlarının kendilerine özgü formatları vardır.
> Çekmiş olduğunuz fotoğraflar bellekte genellikle aynı isimlerle yer alır. Bu nedenle yükleme yaparken bilgisayarda aynı isimde dosyalar bulunup bulunmadığını kontrol edin.
> Bazı dijital makinelerde fotoğrafların yüklenmesi bittikten sonra bellektekileri silme özelliği vardır. Bu nedenle yüklemenin tam gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol edin.
PC ve Mac ortamı için genel olarak kullanılan JPEG, TIFF, Flashpix, GIF, PNG, BMP, PICT, EPS gibi dosya formatları vardır. Bazı aktarma yazılımları resim formatlarını ve sıkıştırma ayarlarını seçme olanağı sağlar. Jpeg formatı fotoğrafı sıkıştırarak düşük resim kalitesi sağlar. Bu nedenle sıkıştırmasız bir ayar seçin. TIFF formatı EPS formatı gibi. Ayrıca Tiff formatı içinde bulunan LZW seçeneği resimlerin bozulmadan sıkıştırılmasını sağlar.
Not: Dijital fotoğrafçılıkla ilgili bazı kaynaklara da resimleri kameradan bilgisayara aktarma işlemine indirme (downloading) denilir. Bazı kaynaklar da yükleme (uploading) denilir. Her iki anlatım biçimini de kullanabilirsiniz.


Görüntülerin Kontrol Edilmesi
Dijital fotoğraf makineleri resimleri belirli formatlarla bilgisayara transfer eder. Dosya formatı verilerin depolanma yolunu simgeler. Bazı formatlar sadece kameraya özgüdür ve rötuş yapılmak istenildiğinde kameranın desteklediği programı kullanmak gerekir. Burada fotoğrafları tüm resim işleme programlarının açabileceği formata göre değiştirmek gerekir. PhotoDeluxe gibi. Bazı programlar PC bazıları ise sadece Mac ortamında kullanılabilir. En çok kullanılanlar ise iki ortamın da desteklediği programlardır. Photoshop gibi. 
                           Fotoğraf 3.1.4: Photoshop programında TIFF formatında fotoğraf kayıt yaparken


Fotoğrafları bilgisayarda tutarken veri kaybını en aza indirgemek ve en iyi baskı kalitesini elde etmek için en yüksek kalite ayarını seçmek gerekir. Bu da en düşük sıkıştırma ortamı sağlar. Yani Jpeg yerine tiff olarak kaydetmek. Eğer Jpeg olarak kaydetmek zorunda kalırsak rötuş işlemleri tamamen bittikten sonra kaydetmek ve kayıt sırasında Qualilty Maxsimum olarak işaretlemek gerekir. Ayrıca Tıff formatında LZW’yi işaretleyerek de kayıpsız sıkıştırma yapabilirsiniz.
Geleneksel fotoğrafçılıkta bu renk kaymalarını düzeltmek için renk düzeltme filtreleri kullanmak gerekir. Oysa dijital fotoğraf makinelerinin büyük bir bölümü, bu işlemi “white balance” özelliği sayesinde çok kolaylıkla düzeltebiliyor. White balance (beyaz ayarı) özelliği, ortamda hakim olan ışığın rengini beyaza dönüştüren çok yararlı bir işlevdir. Bazı modellerde bu fonksiyonun seçenekleri menüde yer alır ve kullanıcının ışık kaynağına en uygun değeri seçmesi gerekir.
Fotoğrafları depoladıktan sonra onları kategorilendirerek elektronik fotoğraf albümleri oluşturabilirsiniz. 


Öneriler
(İşlemin Yapılmasına İlişkin Öneriler) 
> Çekim sonrasında filmi fotoğraf makinesi içerisinde geri çevirerek tekrar kasetine yerleştiriniz.
> Dijital fotoğraf makinesine sahipseniz görüntüleri bilgisayara aktarmak için sizin için en uygun olan tekniği
> Siyah-beyaz filmle çekim yaptıysanız film banyosunun belirli süreleri aşmamasına dikkat ediniz.
> Baskı için size en uygun kartı seçiniz.
> Bilgisayara aktarılacak görüntülerin kayıt sırasında isimlerini kontrol ediniz.
> Görüntü işleme programlarında kayıt yaparken fotoğrafların bozulmaması için Tıff, Eps gibi sıkıştırma yapmayan programları tercih ediniz.
> Renk kaymalarını uygun araçları kullanarak bilgisayarda da düzeltebilirsiniz.
> Fotoğrafların veya filmlerin tekrar kullanılabileceğini unutmayınız ve mutlaka arşivleyiniz.
> Siyah-beyaz ve renkli negatif filmlerinizi isim ve tarih sırası ile arşivleyerek tozdan, nemden ve ışıktan uzak saklayınız.
> Renkli pozitiflerinizi film kasetlerinde arşivleyebilirsiniz.
> Renkli pozitiflerinizi scaner ile bilgisayarınıza aktarabilirsiniz.
> Dijital fotoğraf makinenizle birlikte verilen referans CD’sini bilgisayarınıza yükleyiniz.
> Dijital ortamdaki fotoğraflarınızı oluşturduğunuz dijital albümlerde bilgisayarınızda veya CD’ye kayıt yaparak saklayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder